Merkez üssü Kahramanmaraş olan 6 Şubat günü yaşanan depremlerin ardından 2 oğlunu, oğullarının eşlerini ve 7 torunu olmak üzere toplam 11 kuzusunu kaybeden 80 yaşındaki gözü yaşlı anne her hafta mezarlığa gidip mezar taşlarını öpüp okşayarak özlemini dindirmeye çalışıyor.

Erkek arkadaşı tarafından silahla vurulan gazeteci Semra’nın yaşam savaşı sürüyor Erkek arkadaşı tarafından silahla vurulan gazeteci Semra’nın yaşam savaşı sürüyor

6 Şubat 2023’te merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ili etkileyen 2 büyük depremde binlerce kişi hayatını kaybetti. Depremden 2 gün önce Kahramanmaraş’tan Osmaniye’ye gelen Elife Çalışkan (80) depremlerden sonra hayatının en acı yüzüyle karşı karşıya kaldı. Depremde 2 oğlu ile eşlerini ve 7 torununu toprağa veren acılı anne, depremden sonra korktuğu için yataktan çıkamadığını ama Kahramanmaraş’ta 11 canını kaybettiğini anlattı. Hayatını kaybeden çocuklarını kuzularım diye seven gözü yaşlı anne kuzularının mezarını her hafta ziyaret ederek mezar taşlarını öpüp okşayarak acısını bir an olsun dindirmeye çalışıyor.

Kuzularının mezarı başında ellerini semaya açıp göz yaşlarıyla dua ediyor

Yaşadığı o anları göz yaşları içinde -anlatan anne Elife Çalışkan, "Maraş’taydım. Depremden 2 gün önceki Cuma Osmaniye’ye geldim. Deprem anında hiç bir şey yapmadım. Yatağın içinden çıkamadım. Hissettim, kazma kürek ile evi söküyorlar diye düşündüm. Bir kalktım evin etrafına adam dolmuş. Arabaya binen geldi, yağmur da yağıyordu. Öğlene doğru demirlerden tutunarak aşağıya indim, bir daha yataktan hiç kalkmadım. 2 defa deprem oldu ama kalkamadım. Dualar ettim, eve de bir şey olmadı. Gelinim geldi, ’Anne senin hiç canın yok mu? Hiç mi yataktan çıkmıyorsun?’ dedi. Bende ’Kızım çıkayım de nereye gideyim, bir yere düşerim ayağım kırılır diye korkuyorum’ dedim. Bunlar olurken Maraş’taki kuzularımdan hiç haberim yoktu. Hatay’dakilerde aynı olmuş. Öğlene doğru Hatay’daki çocuklarım ve torunlarım geldi. Üzerlerinde hiçbir şey yok. Komşulardan birer tane battaniye almışlar. 6 tane oğlum 1 tane de kızım vardı. Hepsi bir yerlere gitti. Bende böyle oldum" dedi.

"Her hafta geliyorum"

Mezarlığa her hafta geldiğini belirten anne Çalışkan, "Her hafta geliyorum. Yağmur olmasa her hafta geliyorum. Dayanamıyorum, küçük küçüktü 11 tane kuzum. Başka acılar görsem ses etmem. Ciğer acısı başkaymış. Yakınım öldü bu kadar değil, kardeşlerim, annem ve babam öldü ama bu kadar yanmamıştım. Ben hiç uyuyamıyorum. Yüzümde yara oldu, hiç geçmiyor" şeklinde konuştu.

“Yer yarıldı yerin içine girdik zannettim”

Depremde vefat edenlerin abisi olan Yakup Çalışkan, "Hayatımda ömrümde böyle bir şey görmedim. Yer yarıldı, yerin içine girdik zannediyorum. Dışarıya çıktık binadan, binadaki sesleri eğer duysaydınız, yaşasaydınız anlardınız. Anlatılmaz yani çok değişik bir şey. Deprem anında hiçbir şey yapmadım. Kapıya dahi gidemedim. Sadece Allah’a yalvardım. Dışarıya çıktık her yer kıyamet gibiydi" diye konuştu.

Yakup Çalışkan, depremde çok ağır bir acı ile karşı karşıya kaldıklarını ifade ederek, "İnanıyorum çocuklar şehit oldular. Cenab’ı Allah’ın takdiri ilahisi. 11 kişiyi kaybettik. Yapacak bir şey yok. Yarın sonra bir sene olacak. Ayakta kalmaya çalışıyoruz. Depremde hayatını kaybedenler benim 2 küçük kardeşim. Kahramanmaraş’ta otuyorlardı. 9 katlı binaları yerle bir oldu. Ailemizden 11 kişiyi kaybettik. Biz 7 kardeşiz ama kız kardeşim Hatay’daydı depremden sonra Eskişehir’e gitti. Kız kardeşim de gidince 4 kardeş kaldık burada. Diğer iki kardeşim de vefat etti. Çocukları da vefat etti. Bir tane yeğenim 20 yaşındaydı. Biri 22, biri 17 yaşındaydı. Bir tanesi 20 günlüktü. 40 günlük bir bebeğimiz vardı. Kısacası çok kötü günlerdi" dedi.

Kaynak: iha