Malatya’da görev yapan çeşitli Hekimsen öncülüğündeki çeşitli sendika üyesi aile hekimleri yaptıkları ortak açıklama ile deprem bölgelerindeki illerde aile hekimliği sistemindeki ücret hesaplanmasının her birimin 4 bin nüfus baz alınarak uygulanmasını istedi.
Deprem bölgesi Malatya’da, bir araya gelen MAHGED, Hekimsen, AHEF, Tabipsen, Hekim Birliği üyesi aile hekimleri, nüfusa bağlı ücret hesabı nedeniyle bazı aile hekimi ve sağlık çalışanlarının ekonomik sıkıntılar yaşadığını belirtti.
Aile hekimleri adına basın açıklamasında bulunan Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, ”Yüzyılda bir meydana gelen afet sonrası şehrimizin yaralarını sarmaya çalışırken bakanlığın performans desteği son ana bırakılan, ayrı bir strese sebep olan uzatmalarla en fazla bir yıl sürdü. Şubat ayında yani yüzyılın afetinden sadece bir yıl sonra nüfusa dayalı performans sistemi uygulamaya konulmuştur. Malatya ile ilgili güncel bazı bilgileri dikkatlerinize sunmak istiyoruz. Şuan itibariyle, 8 adet konteynır kentte 117000 kişi yaşamaktadır. 69.855 kişi şehri tamamen terk etmiş bulunmaktadır. Yıkılan bina sayısı 6.643, ağır hasarlı bina sayısı 35.907 olarak belirtilmiştir. Toplam ASM sayısı 97 olup, 66’sı kamuya ait 31’i özel kurulmuş ASM’dir. Hala 10 ASM konteynırlarda hizmet vermektedir. Yeni tek bir ASM binası oluşturulamadı. İlimizde 285 aile hekimliği kadrosu bulunmakta olup, 40 aile hekimi biriminin şuan itibariyle aile hekimi bulunmamaktadır. Yaklaşık 7 aile hekiminden 1’i ayrılmıştır” dedi.
Zengin, “Deprem nedeniyle zorunlu göçler oldu ve hala çoğu kişinin barınacağı normal şartlar oluşmadığı için farklı bölgelerde ikamet etmeye devam etmektedirler. Bazı aile hekimlerinin deprem öncesi 4 bin civarı nüfusu varken şuan iki binin altına inmiş bulunmaktadır. Bu durum hasta sayımız ve verimimiz açısından iyi olsa da, aile hekimliğinin nüfusa bağlı ücret hesabı nedeniyle bazı aile hekimi ve hemşire arkadaşlarımız geçim sıkıntısı çeker hale gelmiştir. Deprem nedeniyle bazı arkadaşlarımızın evi yıkıldı bir çoğumuzun evleri hasarlı ve onarım için ekstra yüklü masraflar altına girmiş bulunmaktayız. Buna rağmen konteynırlarda bize ait olmayan görev yerlerinde halkımıza hizmet etmek için koşturduk. En zor zamanda halkımızın yanında olmaya çalıştık. İltimas istemiyoruz. Aşılar, takipler ve daha bir çok görevimizi ifa ederken bize bağlı aksaklık olursa, makul ücret kesintisi yapılmasını destekliyoruz. Ancak bize bağlı olmayan mücbir durumlarda kesinti yapılmaması gerekmez miydi diye de sormak istiyoruz. Değerli kamuoyumuz, Ankara’da bakanlık bürokratları tarafından yaptım oldu mantığıyla alınan kararların oluşturduğu mağduriyetlere birkaç örnek vermek istiyoruz. Bazı aile hekimleri şubat ayında aldığı maaşın yarısını mart ayında kaybetti, bazı hemşire arkadaşlarımız bu ay asgari ücret civarında maaşlar aldı, bunları dile getirirken inanın biz bile rencide olmaktayız. Afet sonrası şehri terk etmememiz ve biz de depremzede olduğumuz halde fedakarca çalışmamız bizim için bir önemli iken, bakanlık bürokratlarının son uygulamalarını anlamakta güçlük çekiyoruz. Taktiri vicdanınıza bırakıyor, taleplerimizi dikkate alacağınıza inanmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Zengin, ”Acil taleplerimiz, normal yaşam şartları oluşuncaya dek deprem nedeniyle durumu ağır olan illerde aile hekimliği sistemindeki her birimin 4 bin nüfusu olduğu kabul edilerek ücret hesaplanması. Birime yeni başlayışta veya birim değişikliğinde de aynen devam etmesi. En kısa zamanda nüfus çarpan katsayısı artırılarak, nüfusların makul seviyeye çekilmesi. Teşvik ödemelerinin tavandan hesaplanması. HYP taramalarının ertelenmesi, ihtiyaç duyulan asm hizmet binalarının hızla inşaası Sağlık Bakanlığımızdan talebimizdir. Yüzyılın afetiyle mücadele eden, toplumun kılcallarına nüfuz eden aile hekimliği çalışanlarına güçlük çıkarmak, mağduriyet yaşatmak, taleplerine kulak tıkamak bizzat depremzede halkın acılarına sırtını dönmekten başka bir anlamı olmayacağını düşünüyoruz. Bakanımızın yoğun iş temposunda bizleri göz ardı etmeyeceklerine inanıyoruz” diye konuştu.