Yozgat’ın Yerköy ilçesinde kurulan zanaat atölyesinde eğitim gören takı imalatı ve kuyumculuk bölümü öğrencileri, yüksek ısıda işledikleri camdan farklı renk ve ebatlarda elde ettikleri boncukları gümüş ile buluşturarak kolye ve bileklik tasarlıyor. Bu ürünler başta ABD olmak üzere birçok Avrupa ülkesine gönderiliyor.

İstanbul’da 13 yaşında kuyumculuk zanaatıyla tanışıp tüm inceliklerini öğrenerek ustalaşan ve açtığı atölyelerde altın ve gümüş gibi değerli madenleri “alevli cam sanatı” ile buluşturup ortaya birbirinden zarif kolye ve bileklik gibi ziynet eşyası çıkaran 53 yaşındaki Alparslan Acer, babasının vasiyeti üzerine memleketi Yozgat’ın Yerköy ilçesine dönme kararı aldı. 40 yıl sonra baba ocağına dönen kuyumcu ustası Acer, mesleğini memleketinde sürdürmek ve gençlere öğretebilmek için Yerköy ilçesine zanaat atölyesi açarak çalışmalara başladı. Mili Eğitim Bakanlığına sunduğu proje ile Şehit Ferhat Gökdemir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Takı İmalatı ve Kuyumculuk bölümünde okuyan 9.sınıf öğrencilerini 6 ay önce kurduğu atölyesinin bünyesine katan Acer, kuyumculuk mesleğinin inceliklerini öğrencilere uygulamalı olarak öğretiyor. Okulda teorik eğitim gören öğrenciler atölyede hem mesleğe hazırlanıyorlar hem de ürettikleri takılar sayesinde okul harçlıklarını çıkarıyorlar. Öğrenciler 4 yılsonunda okullarından mezun olarak, kalfalık ve ustalık belgelerini de almaya hak kazanıyor.

“13 yaşında mesleğe başladım”

6 ay önce kurdukları zanaat atölyesinde gümüş takı tasarımı ve üretimi yaptıklarını söyleyen işletme sahibi Alparslan Acer, “40 yıl öncesinde 13 yaşında İstanbul Kapalı Çarşı’da bu mesleğe başladım. Kapalı Çarşı’da çeşitli imalathanelerde bulundum ve çalışma imkanım oldu. Sonra memleketimize babamın vasiyeti üzerine gelip Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak bir proje çerçevesinde meslek lisesindeki öğrencilerimizi bünyemize katıp burada sıcak cam işleme sanatını icra etmeye başladık. Atölyemizde bu camları işleyerek gümüş takı ile birleştiriyoruz. Ortaya çıkardığımız nadide eserleri de başta ABD olmak üzere Avrupa ülkelerine ihraç ediyoruz.” dedi.

Bu çorbacı elinin lezzeti kadar kravatlarıyla da dikkat çekiyor Bu çorbacı elinin lezzeti kadar kravatlarıyla da dikkat çekiyor

“Kalfalık ve ustalık belgeleri de alıyorlar”

Türkiye’nin kuyumculuk sektöründe dünyada ilk sıralarda yer aldığını da belirten Acer, “Türkiye dünyada kuyumculuk sektöründe ilk iki veya üçte yer alan kadim birikimi olan bir ülke. Bundan son derece mutluyuz. Bizim ürettiğimiz takılar dünyanın her yerine ulaşıyor. Çok başarılı çalışmalar yapıyoruz, halkımız tarafından çok fazla bilinmese de dünyada en başarılı olduğumuz sektör kuyumculuk sektörüdür. Bu sektörün Yerköy’ümüzde Yozgat’ımızda gençlerimiz tarafından icra edilmesini ve gençlerimizin kendi ayakları üzerinde duracak bir noktaya gelmesini canı gönülden istiyoruz, bu yönde çalışıyoruz. Burada öğrenci arkadaşlarımız 4 yılsonunda lise diplomalarını aldıkları gibi kalfalık ve ustalık belgelerini de alacaklar. Biz öğrencilerimizin ileri de kendi iş yerlerini açıp bu mesleği devam ettirmelerini istiyoruz” şeklinde konuştu.

“Paha biçilemez bir duygu”

Babasının yanında kuyumculuk mesleğini öğrenen Enes Acer ise kuyumculuğun katma değerinin yüksek olduğunu söyleyerek, “Biz alevle cam şekillendirme ile burada küçük boncuklar üretiyoruz. Bizim bilgi ve birikimlerimizle aslında çok değerli olmayan cam parçası değerli hale geliyor. Biz burada camı parlatıyoruz ve işliyoruz daha sonra bu boncuklar gümüş kısmına geçiyor, gümüşle buluşturuluyor. Yurt dışında insanların kol ve boyunlarını süslüyor. Bence bir kuyumcu için en büyük hazlardan bir tanesi bu, gerçekten paha biçilemez bir duygu, biz ürettikçe çok mutlu oluyoruz.” ifadelerine yer verdi.

“Hem mesleği öğreniyoruz hem de harçlığımızı çıkarıyoruz”

Lise bir öğrencisi Mahmut Karaman da “Bu atölyede alevli cam işlemeciliği yapıyoruz bize ustamız işi öğretti, biz de onu örnek alarak işimizi yapıyoruz. Burada gümüşten kolye, bileklik yapıyoruz. Biz de buradan paramızı kazanıyoruz aile bütçemize katkıda bulunuyoruz. Burada mesleğimizi uygulamalı öğreniyoruz ve okul harçlığımız çıkarıyoruz. Biz de usta olup yeni zanaatkarlar yetiştirmeyi istiyoruz. Yaptığımız bu ürünleri yurt dışına gönderiyoruz” diye konuştu.

“Teorik bilgileri uygulamaya döküyoruz”

3 aydır atölyede çalıştığını söyleyen öğrencilerden Yusuf Arslan da, “Şehit Ferhat Gökdemir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Takı İmalatı ve Kuyumculuk bölümünde okuyorum. Okulda aldığımız teorik bilgileri bu atölyede uygulamaya döküyoruz. Burada camdan boncuklar üretiyoruz, gümüş bölümünde de bileklik ve kolye yapıyoruz. Burada yaptığımız ürünler yurt dışına gidiyor ben de atölyede çalışarak aile bütçeme katkı sağlıyorum” dedi.

Kaynak: iha