Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, muhalefetin deprem bölgeleriyle ilgili açıklamalarına tepki göstererek, deprem bölgelerinde 110 bin kişinin çalıştığını ve 950 şantiyede çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kayseri’de iş adamları ile buluştu. Burada konuşan Bakan Özhaseki, muhalefetin deprem bölgeleriyle ilgili yaptığı açıklamalara tepki göstererek, "Elhamdülillah çalışıyoruz. Deprem bölgelerinde 110 bin kişilik bir işçi ordusu var. Mühendisi, mimarı da var. 950 şantiyede üretmeye devam ediyoruz. Bu arada dışarıda bir şeyler söylüyorlar, ’Evleri kime verdiniz’ diyorlar. Muhalefetin genel başkanı çıkmış, ’20 tane ev verdiler, verdikleri ev 001’ diyor, bilmem ne diyor. Eskiden beraber olduğumuz profesör bir ağabey çıkıyor, ’AK Partililere dağıtıyor’ diyor. Ne diyelim arkadaşlar. Her şeye de herhalde cevap verilmez ki. Allah iyiliğinizi versin, Allah ıslah etsin diyoruz. Bazen buralardaki hummalı çalışmayı görmek isterseniz ne olur telefon edin, vaktim varsa ben gezdireceğim, yoksa mühendis vereceğim ve 950 şantiyeyi size göstereceğim. Fakat ondan sonra ses gelmiyor, onların da Allah iyiliğini versin diyoruz" dedi.

"01.01.2026’dan itibaren kim yurtdışına bir madde satıyorsa, nokta kadar dahi bir şey satsa sınırda karbon emisyon kontrolü başlıyor"

Bakan Kacır: “İnsansız hava aracı pazarının yüzde 70’i Türkiye’de” Bakan Kacır: “İnsansız hava aracı pazarının yüzde 70’i Türkiye’de”

Kuraklığa dikkat çeken Özhaseki, sanayicilere uyarılarda bulunarak, "Son dönemlerde dünyayı sarsan ve herkesin dikkat çektiği bir şey var. Yağışlar her sene azalıyor. Eski yağışlar var mı? Yeraltından çektiğimiz suyun seviyesi daha da aşağıya düşüyor. Demek ki bir şey var. Bir yerlerde kuraklık başlıyor. Bilim adamları ’yüzyılın içerisinde dünyanın ısısı 1.1 derece arttı’ diyor. Akdeniz havzası 1.5 derece arttı. Bu 2 dereceye çıkarsa kesinlikle bir kriz başlar, çölleşme başlar, gıda krizi olacağı için millet gıdaya ulaşamadığından dolayı göçler başlar. Gıdaya ulaşamama ve çölleşme göç sebebidir. O yüzden büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Sebebi sanayi devrimi ile beraber üretimler arttı ama tüketim de arttı. Hepimizi ilgilendiren tarafı kirletmekte arttı. Havaya karbon salımı veriyoruz, atmosferi de zehirliyoruz. Suyumuz da, toprağımız da, havamız da kirli hale geliyor. Bunda tedbir alabilmek amacıyla herkesin müthiş bir çalışması var. Bakanlığımızın da var. 01.01.2026’dan itibaren kim yurtdışına bir madde satıyorsa, nokta kadar dahi bir şey satsa sınırda karbon emisyon kontrolü başlıyor. AB ülkeleri böyle söylüyor. Eğer Avrupa’ya bir mal satacaksak gelecek senenin sonundan itibaren kapıda bir kontrol başlıyor. Sen bunu nasıl ürettin, kirletmeden ürettin mi, üretmedin mi, yeşil sertifikan var mı, yok mu? Emisyon ticaret hacmi tarafında belki belirli bir bedeli ödenecek. Eğer çevreyi hiç düşünmeden imalat yapan arkadaşlar varsa, onların işi çok zor. Onların bedeli daha yüksek olacak. Çevreyi dikkate alarak çok az kirleterek üreten arkadaşların verecekleri bedel daha düşük olacak. Hepimizin bu söylediğim konulara dikkat çekici vaziyette gayret etmesi lazım ki, yarın ihracatımız tıkanmasın" şeklinde konuştu.

Kaynak: iha