Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nin sadece 3 yıllık bir hedef olarak görülmemesi gerektiğine inanıyorum. Kamuda tasarruf kültürünü kurumsal bir niteliğe kavuşturarak bu konudaki farkındalığın sürekli yüksek kalmasını sağlayacağız. Herkesi tasarruf paketini uygulamaya davet ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) İkiz Kuleler’de gerçekleşen genel kurulunda konuştu. TOBB’un 80’inci genel kurulunun hayırlı olması dileğinde bulunan Erdoğan, ”Bu güzel atmosferde bizleri bir araya getiren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’mizin değerli yönetimine teşekkür ediyorum. Burada Türkiye için çarpan vatanperver yürekler var. Burada Türkiye için üreten, istihdam oluşturan girişimci ruhlar var. Burada milletimizin istikbali için çalışan, ter döken inanmış gönüller var. Burada Türkiye yüzyılının inşası yolunda hiçbir fedakarlıktan kaçmayan millet ve memleket sevdalısı yol arkadaşlarım var” dedi.
Türkiye’nin ve Türk ekonomisinin kalbinin bugün bu salonda attığını söyleyen Erdoğan, “Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi ve muhabbetimizi daim eylesin diyorum. Bu vesileyle kuruluşundan bugüne kadar TOBB çatısı altında ülkemizin kalkınmasına, gelişmesine, güçlenmesine destek olan her bir kardeşime şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. TOBB üyesi olup da Rahmet-i Rahman’a kavuşmuş iş dünyamızın kıymetli temsilcilerini rahmetle yad ediyorum milletin emanetini taşıyan bir siyasetçi olarak” diye konuştu.
Türk ekonomisinin nabzının attığı TOBB Genel Kurullarına iştirak etmeye her zaman önem verdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Sizlerin burada dile getirdiği yapıcı eleştirilerden faydalanmaya gayret ettim. Dünyayı takip eden, vizyoner ve ufuk sahibi siz kardeşlerimin katkılarının bizim nazarımızda daima özel bir yeri oldu. Meselelerimizi sizlerle konuştuk, sorunlarımıza ortak akılla çözüm aradık. Engelleri sırt sırta vererek birlikte aştık. Siz bize yol gösterdiniz, yoldaşlık ettiniz. Zor zamanlarımızda yanımızda durdunuz. Özellikle son dönemde oda ve borsalarımızın kapasiteleri müthiş arttı. Dünyanın en iyi ve en çok hizmet üreten ilk üç oda sisteminden biri haline geldiniz. Biz de bu süreçte size daima destek olduk. Hedeflerinizi ve hayallerinizi gerçekleştirmeniz için önünüzü açtık. Geçen sene milletimizin 60 yıldır içinde bir ukde olarak kalan Türk otomobili Togg’u birlikte hayata geçirdik. Bugün yollarımızı aşındıran binlerce Togg’da kardeşlerimin desteği ve emeği bulunuyor. Çeşitli sabotaj girişimlerine rağmen Türkiye’ye kazandırdığımız Togg’un ne kadar stratejik bir hamle olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor” değerlendirmesini yaptı.
"Yerli ve milli markamız Togg ile hızla gelişen elektrikli araç sektöründe biz de varız dedik"
Elektrikli araç piyasasının son bir sene içerisinde çok büyük bir ivme yakaladığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Uzak Doğu ülkelerinin piyasaya agresif bir şekilde girdiklerini görüyoruz. Uzun yıllar sonra bu defa treni ve trendi kaçırmadık. Yerli ve milli markamız Togg ile hızla gelişen elektrikli araç sektöründe biz de varız dedik. O dönem sadece mali zorluklarla mücadele etmedik. Daha ziyade zihinlere kazınmış, öğrenilmiş çaresizlikle mücadele ettik. Daha emekleme safhasından itibaren projenin kolunu, bacağını kırmak için çok uğraştılar. Fabrikasından tasarımına kadar her şeyi eleştiri konusu yaparak projeyi itibarsız hale getirmek için her yolu denediler. Bugün milli savaş uçağımız Kaan’la ilgili neler söyleniyorsa, insansız hava araçlarımıza ve üreticilerine hangi iftiralar atılıyorsa, Türkiye’yi ekonomide bir üst lige taşıyacak hamleleri baltalamak için kimler devreye giriyorsa hepsine ve daha fazlasına elektrikli araç imalat sürecinde şahitlik ettik. Ama biz bunların hiçbirine kulak asmadık. Başkaları yapıyorsa biz niçin yapmayalım dedik. Başkaları üretebiliyorsa, biz niçin üretmeyelim dedik. Sizlerin de gayretleriyle elektrikli araç teknolojisinde dünyadaki birçok ülkeye göre yerimizi çok önceden aldık. Bundan sonra da ülkemizin diğer projelerinde sizlerle birlikte çalışmaya, birlikte yol yürümeye devam edeceğiz. TOBB mensuplarımızla en son geçen yıl 28 Mayıs seçimlerinden hemen sonra bir araya gelmiş ve hasbihal etmiştik” açıklamasını yaptı.
"İnşallah 4 yıllık seçimsiz bir döneme girmiş bulunuyoruz, bundan sonra milletimizin gerçek gündemine daha fazla vakit ve kaynak ayırabileceğiz"
Bugünkü genel kurulu da 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ni müteakiben gerçekleştirdiklerini söyleyen Erdoğan, son bir sene içinde ardı ardına yaşanan üç seçimin iş dünyasını yorduğunu, 2023 yılının Türkiye ekonomisi açısından çok meşakkatli bir yıl olduğunu ifade etti. Erdoğan, “Ülkemiz maalesef seçim atmosferinden bir türlü kurtulamadı. Yine bu dönemde başta Gazze krizi olmak üzere bölgemizde ülkemizi de doğrudan etkileyen çatışmalar patlak verdi. Tek başına seçim gündeminin bile bürokrasiyi, yatırımları, iş dünyamızın gelecek planlarını yavaşlattığı hakikattir. 31 Mart seçimlerinin de geride bırakılmasıyla inşallah 4 yıllık seçimsiz bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bundan sonra asıl meselelere daha fazla odaklanabilecek, milletimizin gerçek gündemine daha fazla vakit ve kaynak ayırabileceğiz. Küresel ekonominin son 5-6 yıldır fırtınalı sulardan geçtiğini zaten sizler de biliyorsunuz. Salgının çok önce başlayan belirsizlik iklimi, Rusya-Ukrayna savaşı ve diğer bölgesel çatışmalarla daha da keskinleşti. Dünyada son 50-60 yılın zirvelerine çıkan enflasyon, atılan tüm adımlara rağmen ekonomiler için endişe olmayı sürdürüyor” dedi.
Amerika ve Avrupa Merkez Bankaları’nın enflasyonun ateşinin ne zaman düşeceğine dair halen net bir tarih veremediğine dikkat çeken Erdoğan şunları kaydetti:
“Türkiye olarak küresel ekonominin genel seyrinden ve bölgemizdeki krizlerden maalesef biz de olumsuz etkileniyoruz. Tabii biz tüm bu dış faktörlerin yanı sıra 6 Şubat tarihinde ekonomimize maliyeti 104 milyar dolara ulaşan asrın felaketini de yaşamış bir ülkeyiz. 6 Şubat’ta 53 bini aşkın insanımız hayatını kaybederken, 115 bin ticarethanenin aralarında olduğu 850 bin bağımsız bölüm kullanılamaz hale geldi. Deprem bölgesinden gelen oda ve borsa başkanlarımız ne kadar devasa bir yıkımla karşı karşıya kaldığımızı çok daha iyi bilirler. Depremzede illerimizin toparlanması için verdiğimiz mücadelenin en yakın şahidi de yine bu arkadaşlarımızdır.”
"Ekonomi programımızın neticelerini çeşit alanlarda görmeye başladık"
28 Mayıs seçimlerinden hemen sonra ekonomide güçlü bir ekip kurduklarını dile getiren Erdoğan, ardından Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı ile gelecek 5 yıla ait yol haritasını belirlediklerini ifade etti. Son 11 aydır da bu yol haritasını harfiyen uyguladıklarını belirten Erdoğan, “Mahalli İdareler Seçimleri’nde pek çok eleştiriyi göğüsleme, hatta sandıkta bedel ödeme pahasına kararlı duruşumuzu esnetmedik. Vaatlerin havada uçuştuğu bu dönemde popülizme meyil etmedik. Daha önce de söyledim. Şahsi ikbalimiz için ülkemize ve milletimize ilave yük oluşturacak hiçbir adım atmadık. Bundan sonra da atmayacağız. Hükümetimizin 31 Mart seçim sürecinde sergilediği özverili tavrın değeri inanıyoruz ki gelecekte daha iyi anlaşılacaktır. Bugün bize serzenişte bulunanlar, inşallah yarın hayır dua edeceklerdir. Togg ile ve iş dünyamızın tüm kesimleriyle geliştirdiğimiz yakın diyaloğun ekonomiye de olumlu yansıdığını görüyoruz. Ekonomi programımızın neticelerini çeşit alanlarda görmeye başladık. Geçen seneyi yüzde 4,5 gibi tahminlerimizin de üzerinde bir büyümeyle kapattık. Bu oranla Avrupa’da bir 1’nci, OECD ülkelerinde 2’nci, G-20’de ise 4’üncü olduk. 2023 yılında milli gelirimiz 1 trilyon 119 milyar dolara, kişi başına gelir ise 13 bin 110 dolara çıktı. Dış talepteki zayıf görünüme ve depremin etkilerine rağmen ihracatta 255,4 milyar dolara ulaşarak cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. Turist sayısı yıllık yüzde 11,1 artışla 57,1 milyonu, turizm geliri ise yüzde 16,9 artışla 54,3 milyar doları buldu” dedi.
"İşsizlik oranı son 11 yılın en düşük seviyesine geriledi"
Tüm zamanların en iyi turizm performansının elde edildiğini söyleyen Erdoğan, 2024 yılında hedefin 60 milyon ziyaretçi ve 60 milyar dolar turizm gelirini yakalamak olduğunu bildirdi. Erdoğan, “Bu rakamlara ulaşma konusunda ümit varız. Turizmde yılın ilk üç ayını rekorlarla tamamladık. 9 milyonu aşan ziyaretçi sayımızla yaklaşık 9 milyar dolar turizm geliri elde ettik. İlk 3 aylık rakamlara baktığımızda 2024 yılı turizm hedeflerimizle uyumlu gittiğimiz görünüyor. Bizim için hayati önemi haiz bir diğer başlık istihdamdır. Vatandaşımızın işini,, aşını koruması temel prensibimizdir. Ekonomimiz istihdam oluşturmaya devam ediyor. Mart ayında istihdam 32,6 milyon kişiye ulaşırken, işsizlik oranı yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı son 11 yılın en düşük seviyesine geriledi. Burada yakaladığımız istikrarı inşallah perçinleyerek sürdüreceğiz. İş gücü piyasamızda ortaya çıkan arz talep dengesizliğini de mutlaka gidereceğiz. Genç işsizliğin yüksek seyrettiği bir ortamda özel sektörümüzün personel bulamamaktan şikayet etmesi, ortada bir sorun olduğunu göstermektedir” diye konuştu.
"İş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleri geliştirecek, nitelikli istihdamı yönelik politikalara ağırlık vereceğiz"
“Özel sektörümüz, eleman eksikliğinden dolayı işlerini büyütemez. Hatta daralmaya giderken istihdam kapısı olarak devlete yüklenilmesi vahim bir hatadır“ diyen Erdoğan, ”Sosyolojik kökleri de olan bu yanlıştan ülkemizi kurtarmamız gerekiyor. Siyasetten önce rızkını hem işçi olarak hem de ticaret yaparak kazanmış bir kardeşinizim. Rızkın onda dokuzunun ticarette olduğu müjdesine kendi şahsi hayatımda bizzat şahitlik ettik. Gençlerimizin ticarete, sanata, spora, sanatkarlığa, memurluk dışında farklı alanlara yönelmesini her zaman tavsiye ettim. Aynı kanaatimi bugün de koruyorum. Bu konuda mesleki eğitim ve yüksek öğretim başta olmak üzere nerede sorun üreten bir alan varsa hep beraber çözüme kavuşturacağız. İş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleri geliştirecek, nitelikli istihdamı yönelik politikalara ağırlık vereceğiz. Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında güçlü bir hikayeye sahip. Ülkemizin risk primi giderek düşüyor. Bu düşüş sayesinde iş dünyamızın dış finansmana erişim koşulları da iyileşiyor” dedi.
Geçen yıl mayıs ayında 97,1 milyar dolar olan rezervlerin bugün 127 milyar dolar seviyesine yükseldiğini ifade eden Erdoğan, Orta Vadeli Programı güçlendirecek kritik adımlar attıklarını vurgulayarak, ”Mali disiplini sürdürerek para politikamızın etkinliğini arttıracak ve enflasyonla mücadeleye güçlü destek vereceğiz. Programın güçlendirilmesinde üç temel önceliğimiz var. Kamuda harcama kontrol ve kesintileriyle tasarrufları artırıyoruz. Bütçedeki yatırım ödeneklerini gıda, tarım, yeşil ve dijital dönüşüm gibi öncelikli alanlara yönlendireceğiz. Ayrıca yapısal reformları hızlandırıyoruz. Şu gerçeği hepimizin kabullenmesi gerekiyor. Türkiye hem üreterek büyümek hem de tasarruf ederek kaynaklarını en verimli biçimde kullanmak zorunda olan bir ülkedir. Bizim son dönemde keşfettiklerimiz dışında etrafımızdaki ülkeler gibi öyle çok büyük yeraltı zenginliklerimiz yok. Alın terimizden ve kendi bileğimizin gücünden başka hiçbir şeye umut bağlayamayız. Gelirlerimizi artırmak için çalışmak, daha çok çalışmak, daha fazla üretip, ihraç etmek mecburiyetindeyiz“ değerlendirmesini yaptı.
"Tasarruf tedbirlerine, istisnasız olarak tüm kamu idarelerimiz ve personeli uymak zorundadır"
Talimatı üzerine tasarruf kültürünü ve verimliliği artırmak için ekonomi yönetiminin kapsamlı bir çalışma yaptığını, Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nin detaylarının önceki gün açıklandığını belirten Erdoğan, “Biz tüy bitmemiş yetimin hakkı olan kamu malının korunmasına son 21 yılda daima ihtimam göstermiş bir hükümetiz. Mali disiplinden taviz vermeyerek ortalama bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 2,4 seviyesinde tutarak bu hassasiyetimizi ispat ettik. Şimdi bunu bir üst seviyeye taşıyoruz. Kamu kurumlarının milletimize ve iş dünyamıza tasarruf kültüründe de örnek olmasını, rehberlik etmesini hedefliyoruz. Birincisi bu paket kamuda verimliliği arttırıp, tasarruf sağlamayı amaçlıyor. İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir uygulama modelini hayata geçiriyoruz. Üçüncü ve son olarak tedbirler bütün kamuyu kapsıyor. Yani merkezi idareler, yerel yönetimler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeler ve fonlar bu paketin kapsamındadır. Bu çerçevede tasarruf tedbirlerine, istisnasız olarak tüm kamu idarelerimiz ve personeli uymak zorundadır. Harcanan her kuruşun hesabını soran bir bakış açısını egemen kılıyoruz. Böylece ülkemizin kaynaklarını çok daha verimli ve öncelikli alanlarda kullanabileceğiz. Tasarruf kültürü yaygınlaştıkça ve toplum tarafından sahiplenildikçe cari açıktaki iyileşme de hız kazanacak. Yerli üreticiler inşallah bundan olumlu etkilenecek" dedi.
Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nin sadece 3 yıllık bir hedef olarak görülmemesi gerektiğine inandığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kamuda tasarruf kültürünü kurumsal bir niteliğe kavuşturarak, bu konudaki farkındalığın sürekli yüksek kalmasını sağlayacağız. Son dönemde vatandaşlarımızın tepkisine yol açan israf görüntülerinin de böylece önüne geçmeyi arzu ediyoruz. Geçen hafta ifade ettik. Bugün de tekrar ediyoruz. Kamu malı ve kamu görevi milletin bizlere emanetidir. Görevi layığıyla yapmamakta, kamu malına el uzatmakta emanete ihanet etmek demektir. Kimse bizden kul hakkının yenilmesine sessiz kalmamızı bekleyemez” dedi.
"Nepotizm meselesini yakından takip etmeyi sürdüreceğiz"
CHP’li belediyelerin tepki çeken akraba atamalarına da değinen Erdoğan, ”Burada bir noktayı özellikle vurgulamak durumundayım. 31 Mart’tan sonra özellikle muhalefet belediyelerinde yaşanan eş, dost, hısım, akraba atamalarının mahşeri vicdanda nasıl yaralar açtığını hepimiz görüyoruz, ibretle takip ediyoruz. Adalet terazisi son derece hassas olan gençlerimiz, iyice zıvanadan çıkan bu kayırmacılık vakalarından ciddi anlamda rahatsız oluyor. Gençlerimizin kamu kurumlarına ve yöneticilerine olan güvenlerini sarsan bu skandallara artık bir dur denilmesi gerekiyor. Bir göreve seçilmiş olmak kimseye orayı bir akraba çiftliğine dönüştürme hakkı vermez. Atanarak ve seçilerek gelinen her konumun sahibi milletimizin ta kendisidir. Buralar affınıza sığınarak söylüyorum birileri için arpalık değil, ülkeye ve millete hizmet vasıtalarıdır. Nepotizm meselesini yakından takip etmeyi sürdüreceğiz. Gerek kamuda tasarruf tedbirlerinin uygulanması gerekse nepotizmin engellenmesi noktasında muhalefetin de sorumluluk almasını bekliyoruz. Meselelerimiz ortak olduğuna göre çözüme de ortak akılla, ortak iradeyle birlikte varmalıyız. Esnaf, çiftçi, memur, işçi, sanayici, tüccar, fark etmeksizin hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıyız. Bu devlet bizim devletimiz. Bu vatan bizim son sığınağımız. Hangi siyasi görüşe, kökene, meşrebe mensup olursak olalım hepimiz Türkiye gemisinin yolcularıyız. Bu gemiyi sahili selamete çıkarmak ortak görevimiz. Başta kamu kurumlarımız ve görevlilerimiz olmak üzere herkesi tasarruf paketini uygulamaya davet ediyorum. Türkiye’nin ekonomide yeni başarı hikayeleri yazmaya devam edeceğine yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca oda ve borsa başkanlarına yeşil pasaport verileceğini açıkladı.