Obezite, bağışıklık sistemini çökerterek birçok hastalığa davetiye çıkartırken, insan sağlığının en yüksek seviyelerde olumsuz olarak etkilenmesine neden oluyor. Yapılan araştırmalarda 30’un üzerinde kanser çeşidine neden olan birinci unsur ise yine obezite olarak raporlandı. Uzmanlar, erken teşhisten önce hastalıktan korunma yollarının önemine dikkat çekiyor.

Fazla kilo ve obezite kanser riskini artırıyor. İsveç’te kanserle ilgili yaklaşık 40 yıllık bir süreçte 4 milyondan fazla kişinin verileri incelenerek yapılan araştırmada, vakaların yüzde 40’ının aşırı kilo ile bağlantısı tespit edildi. Araştırmada 30’un üzerinde kanser çeşidi obeziteyle ilişkilendirildi.

“Obezite aslında birçok sistemimizi etkiliyor”

Obezitenin birçok hastalığa davetiye çıkardığı gibi kanser tehlikesini de beraberinde getirebileceğinin altını çizen Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Artaç, “Son zamanlarda obeziteyle ilişkili kanserlerin arttığı ve obezitenin aslında sanıldığından daha fazla birçok kanserle ilişkili olabileceğine dair yeni yayınlar ortaya çıktı. Özellikle İsveç’te yapılan bir araştırmada, sadece 13 kanserin değil, bunun dışında 30’un üzerinde kanserin obeziteyle ilişkili olabileceği ortaya konmuştu. Tabii aslında bu sonuçlar çok sürpriz değil. Obeziteyle çok ilişkili olduğunu bildiğimiz kanserler, kolon kanseri, endometriyum kanseri, meme kanseri gibi kanserler obeziteyle ilişkili. Ama obezite tabii ki aslında birçok sistemimizi etkiliyor. Obeziteyle birlikte bir insülin direnci oluyor. Büyüme faktörleri, salınımı artıyor. Yine obeziteyle birlikte obez hastalarda yanlış beslenme, aşırı beslenme sonucunda bağırsak florasındaki mikrobiyota dediğimiz floradaki değişiklik ve bunun çeşitliliğinin değişmesi immün sistemi, bağışıklık sistemini de zayıflatabiliyor ve bu bağışıklık sisteminin zayıflaması tabii ki kanser gelişimini kolaylaştırabiliyor” dedi.

"Birçok sebep, kanserleşmeyi tetikliyor"

Prof. Dr. Artaç, “Obeziteyle ayrı bir mücadele, obezite sadece kardiyovasküler hastalıkları, şeker, diyabet gibi metabolik hastalıkları tetiklemiyor aynı zamanda kanser için de önemli bir etiyolojik faktör. Tabii kanser deyince böyle tek bir sebebi, nedeni ortaya koymak mümkün değil. Birçok sebep, kanserleşmeyi tetikliyor. Ama tabii ki sigara ve obezite burada iki önemli parametre gibi duruyor. Dolayısıyla ne yediğimiz ve yapımız, aktivitemiz, hareketliliğimiz kanser gelişiminde önemli bir etkileyici faktör gibi görünüyor” şeklinde konuştu.

“Kanserin yüzde 80 ile 90’ı bir takım önlenebilir sebepler yüzünden olmakta”

21 yılda 350’ye yakın glomus tümörü ameliyatı yaptı 21 yılda 350’ye yakın glomus tümörü ameliyatı yaptı

Erken teşhis kadar önlemlerin de hayati önem taşıdığının altını çizen Prof. Dr. Mehmet Artaç, “Erken teşhis hayat kurtarır ama erken teşhisten öte hastalığa yakalanmamak için neler yapabiliriz, hangi tedbirleri alabiliriz? Bu da çok önemli. Dolayısıyla birincil korunma önemli. Sağlıklı beslenme, hareketlilik, spor yapmak ve sigaradan ve alkolden uzak durmak bizim kansere karşı kendimizi korumaya alabileceğimiz en önemli koruma yolları. Tabii kanser nedenlerine baktığımızda bu nedenlerin yüzde 10’unun ancak genetik nedenlerle ilişkili olduğunu görüyoruz. Yani aslında kanserin yüzde 80 ile 90’ı bir takım önlenebilir sebepler yüzünden olmakta. O yüzden de bu önlenebilir sebepler üzerine toplumu bilgilendirmek önemli” diye konuştu.

Kaynak: iha