Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda prensipte Avrupa Birliği kurumları ve ilgili komiserleri Varhelyi başta olmak üzere mutabıkız. Ama bugünkü yaptığımız görüşmede de ifade ettik, bunu daha pratik bir şekilde bir zaman dilimine de bağlayarak ve planlayarak somut bir şekilde ilerletelim" dedi.
Bakan Fidan, Avrupa Birliği Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Komiseri Oliver Varhelyi ile Dışişleri Bakanlığı’nda bir araya geldi. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Bakan Fidan, Varhelyi ve delegasyonuyla uzun bir görüşme gerçekleştirdiklerini dile getirerek, “Kendisi daha önce Ticaret Bakanımızla ve Cumhurbaşkanı Yardımcımızla görüştü. Bugün öğleden sonra İçişleri Bakanımızla da bir araya gelecek. Özellikle genişlemeyle ilgili Avrupa Birliği kurumlarında olan bütün mevzuları hemen hemen Ankara’da görüşmüş olarak ayrılacak” ifadelerini kullandı.
Fidan, görüşmede Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin hem stratejik boyutunu hem de çalışılan ve çalışılması gerekilen somut konuları gözden geçirme imkanı bulduklarını dile getirdi.
“İlişkilerin olumlu yönde sürekli bir tuğla üste koyarak devam etmesini hükümet ve devlet olarak istiyoruz”
Türkiye’nin aday ülke statüsü ve genişleme ile ilgili birkaç tane hususu müzakere etme fırsatı yakaladıklarını dile getiren Bakan Fidan, “Birincisi, 17-18 Nisan’da AB Devlet ve Hükümet Başkanları Özel Zirvesi’nde Türkiye-AB ilişkilerine dair ortak bildirimin kabul edilmemesini Türkiye olarak kaçırılmış fırsat olarak nitelendirdik. Ama kendisi bugünkü yaptığımız görüşmede bunda endişe edecek bir şey olmadığını, Türkiye-AB ilişkilerine dair ortak bildirimde aldıkları kararların, çizdikleri yol haritasının arkasında olduklarını ve uygulamaya devam ettiklerini bildirdiler. Bu bizim için tabii ki iyi bir haber. Biz her zaman için Türkiye-AB ilişkilerinin olumlu yönde sürekli bir tuğla üste koyarak devam etmesini hükümet ve devlet olarak istiyoruz" dedi.
“Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda prensipte mutabıkız”
Türkiye-AB kurumları arasındaki üst düzey ziyaretlerin, düzenli çalışmaların kesintisiz bir şekilde devam etmesi hususunu da görüştüklerini belirten Fidan, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu hem konuları daha iyi ilerletmemize hem de problemleri vakitlice çözmemize yol açacak. Bu açıdan bu mekanizmanın çalışması önemli. Diğer taraftan Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusu fevkalade önemli. Bu konuda Ticaret Bakanlığımızla da yakın işbirliği içerisinde çalışıyoruz. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda prensipte Avrupa Birliği kurumları ve ilgili komiserleri Varhelyi başta olmak üzere mutabıkız. Ama bugünkü yaptığımız görüşmede de ifade ettik bunu daha pratik bir şekilde bir zaman dilimine de bağlayarak ve planlayarak somut bir şekilde ilerletelim.”
“Amacımız, vize serbestisi konusunda Avrupa Birliği ile müzakereyi tam anlamıyla başlatmak”
Öncelik verdikleri bir diğer konunun da vize meselesi olduğunu vurgulayan Bakan Fidan, “Bu konuda iki aşamalı çalışıyoruz. Birincisi, Türkiye ve Avrupa Birliği arasında bir vize serbestliğine gidilmesi ve bu konu uzun yıllardır gündemde olan bir mesele. Bu konuyla ilgili takip edilmesi gereken ayrı bir mesele var. Yeni dönemde de Cumhurbaşkanımız bu konunun çözülmesi ve bu konuda yapılması gereken değişikliklerin onayını verdiler. Biz gerek parlamentoyla gerekse de ilgili kurumlarımızla görüşerek, bu konuda eksik kalan hususların tamamlanması konusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Amacımız kendi içimizdeki bazı yapılması gerekenleri yapıp, özellikle mevzuat değişikliğiyle ilgili 4-5 tane konu var. Vize serbestliği konusunda Avrupa Birliği ile müzakereyi tam anlamıyla başlatmak” değerlendirmesinde bulundu.
“Avrupa Birliği kurumlarıyla vize sorununu görüşüyoruz”
Son dönemde dünya genelinde yaşanan durumların vize konularında ciddi sıkışmalara yol açtığının altını çizen Fidan, “Bu, vatandaşlarımızın belli konularda ihtiyaçlarının zamanlıca karşılanmamasını beraberinde getiren bir husus. Bunu da epeydir Avrupalı meslektaşlarımızla müzakere ediyoruz. Başta iş adamlarımız, öğrencilerimiz olmak üzere vize kolaylığının sağlanması ve hızlılığın arttırılması konusunda Avrupa ülkeleriyle birebir konuşuyoruz. Özellikle vatandaşlarımızın siyasi, ticari, eğitim, sanatsal ve turistik etkileşimde bulundukları ülkelerle birebir konuşuyoruz. Avrupa Birliği kurumlarıyla bu konuyu görüşüyoruz” açıklamasında bulundu.
“Avrupa Yatırım Bankası de facto olarak Türkiye’deki faaliyetlerine devam ediyor”
Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye’de tekrar faaliyetlerini başlatması hususunda da mutabık kaldıklarını söyleyen Fidan, “Bu konuda da önümüzde birkaç tane halledilmesi gereken prosedür, konu var. Zaten banka Türkiye’de halihazırda de facto olarak faaliyetlerine devam ediyor ama legal olarak da problemlerini tamamlayıp devam etmek için çalışmalarımızı nihayete erdireceğiz. Başlamalarımızı nihayete erdireceğiz” şeklinde konuştu.
“Başka ülkelerden gelen göçmenlerin tekrar iadesinde ne yapabiliriz konusunu masaya yatırdık”
Görüşmede düzensiz göçle mücadele konusunun da masaya yatırıldığını kaydeden Bakan Fidan, “Avrupa Birliği ile Türkiye arasında bu konuda son yıllarda kurulmaya çalışılan ve işletilen bir mekanizma var. Bunu daha iyi nasıl işletiriz konusunu ele aldık. Özellikle şu anda cari olan başka ülkelerden gelen göçmenlerin tekrar iadesi konusunda nasıl işbirliği yapabiliriz konusunu masaya yatırdık. Bu da önemli bir konuydu” diye konuştu.
Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Oliver Varhelyi ise, yapılan görüşme sırasında birlikte çalışmayı, ilişkilerin yeniden canlandırılması yönünde çalışmayı tekrar taahhüt ettiklerini belirtti. Türkiye’yi aday ülke, kilit ortak, stratejik ve çok önemli bir NATO müttefiki olarak düşündüklerini kaydeden Varhelyi, Türkiye’nin iki silahlı çatışmanın bağlantı noktasında bir ülke olduğunu ve bu sebepten dolayı birlikte çalışmanın her zamankinden daha fazla gerekli olduğunu vurguladı.
AB Komiseri Varhelyi, Türkiye’den yapılan vize başvurularının geçen sene yüzde 30 artış gösterdiğini belirterek, “Türkiye halkının AB’ye yönelik büyük bir ilgisi var. İnsanların bu fırsattan faydalanabilmesi için vizenin kolaylaştırılması gerekiyor. Bakan Fidan’la bu durumu nasıl çözebiliriz, insanlar vizelerini daha hızlı nasıl alabilir konularını da görüştük” dedi.
AB ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin ilerleme göstermesi gerektiğini söyleyen Varhelyi, geçen yıl 200 milyar avroluk ticaret hacminin üzerine çıkıldığını ve Türkiye’nin AB’nin beşinci en büyük ticaret ortağı olduğunu sözlerine ekledi. Görüşmede Türkiye’ye daha fazla yatırım yapılması konusunu da ele aldıklarına dikkati çeken Varhelyi, 2,4 milyar avroluk doğrudan yatırımı mobilize etmeyi amaçladıklarını vurguladı. Türkiye ile AB arasındaki üst düzey diyaloglarının tekrar başlayacağını kaydeden Varhelyi, “Daha düzenli bir şekilde bir araya geleceğiz. Her şeyi daha hızlı ilerletebileceğiz” ifadelerini kullandı.
Varhelyi, Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşta yaşanan son gelişmeleri de ele aldıklarını sözlerine ekledi.
“Gümrük Birliği Anlaşması’nda 26 zorluk belirledik ve 15 tanesini çözmeyi başardık”
Ortak basın açıklamasının ardından Türkiye-AB arasındaki Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin önündeki engelin ne olduğu sorusu üzerine Varhelyi, Gümrük Birliği konusunda iki farklı alanda çalıştıklarını söyledi. Varhelyi, “Öncelikle mevcut kuralların uygulanması. Mevcut Gümrük Birliği’nden en iyi şekilde nasıl faydalanabileceğimizi Türk mevkidaşlarımızla analiz ediyoruz, ticaretin önündeki zorlukları ele alıyoruz. Gümrük Birliği’nin işlevselliği açısından engel teşkil eden ticaret sorunlarını ele alıyoruz. Anlaşma içerisinde 26 zorluk belirledik ve 15 tanesini çözmeyi başardık. Üzerinde çalıştığımız ikinci alan ise Gümrük Birliği anlaşmasının revizyonu. Bu anlamda da tüm mevcut seçeneklere bakıyoruz. Bu görüşmeleri de bir sonraki aşamaya taşımaya karar verdik. Hangi alanların revize edileceğine bakacağız. Tabii ki AB Komisyonu, AB Konseyi’nden yetki isteyecek. Umarım bu yıl itibari ile Gümrük Birliği’nin güncellemesinin gözden geçirilmesi konusu ele alınmaya başlayacak” ifadelerine yer verdi.
“Tarihsel olarak önceliğimiz hep Avrupa Birliği’nden yana kullandık ve hala da onu tercih ediyoruz”
Bakan Fidan, kendisine yöneltilen Türkiye’nin AB için stratejik önemi ve Türkiye’nin üye olduğu AB’nin küresel ve bölgesel düzeyde neler kazanacağı sorusu üzerine şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’nin AB için stratejik önemi nedir sorusuna cevabı ilk önce Avrupalı dostlarımızın vermesi gerekiyor. Ben Ankara’dan baktığım zaman gördüğüm manzara biraz daha tabii farklı. Daha önce de söylemiştim, dünyamız giderek daha çok kutuplu, daha sert rekabetlerin, eğer çatışma değilse yaşandığı bir yere dönüyor. Burada güçlü ittifaklara ihtiyaç var. Hem ekonomik olarak hem güvenlik olarak ittifaklarını tamamlamış yapıların daha önde olduğunu görüyoruz. Bu noktada tabii ki dinamik, ekonomisiyle güçlü, altyapısıyla, siyasal istikrarıyla, ciddi kapasitesi olan güvenlik ve savunma sistemleriyle Türkiye sadece Avrupa Birliği için değil parçası olacağı herhangi bir ittifaka inanılmaz derece güç ve değer katacak bir aktör. Tarihsel olarak önceliğimiz hep Avrupa Birliği’nden yana kullandık ve hala da onu tercih ediyoruz. Bu noktada özellikle ekonomik işbirliğinin, siyasal işbirliğinin Avrupa Birliği kurumlarıyla derinleşmesi, daha ileri adımlar atılması konusunda bir tereddüdümüz yok. AB bazı üye ülkelerinin özellikle kimlik siyaseti takip ediyor olması, kendi iç politikalarında daha ucuz olan anti Türkiye söyleminin, anti İslam söyleminin başka göçmen kartlarıyla da birleştirilip bir bulut içerisinde, bir propaganda faaliyeti olarak toplumlarına sunulması ve bunun üzerinden ucuz oy devşirilerek iktidara gelinmesi kendilerine iktidarı getiriyor ama stratejik düzeyde Avrupa Birliği’ni ciddi bir problemli alana itiyor. Tam da büyük dayanışmalara, büyük ittifaklara ihtiyacı olan bu dönemde Avrupa Birliği’nin sadece Atlantik’in diğer tarafından gelecek olan yardımla ve destekle ayakta durabilen bir yapı halinde olmuş olması tabii ki tarihsel açıdan kendileri için tekrar tekrar düşünüp, ’Biz nerede hata yaptık’ diye soracakları bir soru. Türkiye olarak buradaki dinamik yapımızda dediğimiz gibi siyasi istikrarımızla, güçlü ekonomimizle, dinamik nüfusumuzla ve bölgedeki işbirliğimiz, ağlarımızla her zaman için Avrupa Birliği’yle ilişkilerimizi daha da ilerletmeye tarafız. Onlar kimlik siyasetinden kurtulup bunu stratejik bir çerçeveye ne zaman taşırlar, nasıl taşırlar, o tabii ki onların bir tercihi. Ama biz onlar bu tercihi kullanmıyor diye kendi merkez ülke olma stratejimizden ve tarihsel yolculuğumuzdan vazgeçmeyeceğiz.”