Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Naciye Gökçen Kaya, Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nün Uluslararası Politika dersine konuk oldu. Büyükelçi Kaya, son yıllarda artan yurt dışı vize reddi sorunu hakkında konuşarak, “Biz engelleniyoruz sanıyoruz ama aslında yurt dışına çıkmak isteyen insan sayısı çok arttı. Konsoloslukların kapasitesi artmalı. Eriştiğimiz noktada, bu genç dinamik nüfusumuzla, başka ülkeler bize kapılarını açacak. Bu geçici bir süreç” dedi.

Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Naciye Gökçen Kaya, Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü ve AB Mükemmeliyet Merkezi iş birliğinde, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökay Özerim moderatörlüğünde düzenlenen etkinliğe konuk oldu. Kaya, “Diplomatik Sınırları Keşfetmek: Latin Amerika’dan Perspektifler” başlıklı bir seminer verdi.

Şilililer, Türk dizilerine hayran

Cumhurbaşkanı Erdoğan, EBRD Başkanı Basso’yu kabul etti Cumhurbaşkanı Erdoğan, EBRD Başkanı Basso’yu kabul etti

Latin Amerika ülkelerinden Şili’de görev yapmış olan Kaya, “Şilililer kendilerini Türklerle özdeşleştiriyor. Türk dizilerine yoğun ilgileri var hatta çocuklarına bu dizilerdeki karakterlerin isimlerini veriyorlar. Şili dizilerin dublajını yapıyor ve tüm Latin Amerika ve İspanya’ya gönderiyor. Bu bölgede dizilerimiz ve yemeklerimiz sayesinde kamu diplomasisi bakımından büyük başarımız oldu. Ekonomik ilişkilerimiz de oldukça gelişti” diye konuştu.

“Konsoloslukların kapasitesi artmalı”

Son dönemdeki yurt dışı vizesi sorunuyla ilgili açıklama yapan Kaya şunları söyledi: “İzmir’de büyük sorun var. Almanya İzmir Başkonsolosluğu’nun sorunu yeterli kapasitede personel olmaması. Dünyadaki en büyük konsolosluk ağının Türkiye’de olduğunu, buna rağmen yetmediğini, çok fazla talep olduğunu söylüyorlar. Halkımızın küreselleştiğini düşünüyorum. Yurt dışına çıkış için gerekli olan şartlar artık daha kolaylaştı. Biz engelleniyoruz sanıyoruz ama aslında yurt dışına çıkmak isteyen insan sayısı çok arttı. Konsoloslukların kapasitesi artmalı. Gençlerimiz çok dinamik, dünyanın her yerinde olmak, her yeri görmek istiyor. Bunun etkisi var. Tabii ki Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin üyesi olması gerekiyor. Buna hakkı var. 1960’lı yıllardan beri sürdürdüğümüz bir müzakere var, bize verilmiş sözler var. Mevzuatlarımızı değiştirdik, bu şekilde kalmaması gerekiyordu. Kıbrıs Rum Yönetimi’nin üye olarak alınması bizi engelledi. Ama bu bir yerde daha fazla sürdürülebilir olmayacak. Avrupa’nın Türkiye’nin dinamik ve yetişmiş gençlerine ihtiyacı var. Eriştiğimiz noktada, bu genç dinamik nüfusumuzla, başka ülkeler bize kapılarını açacak. Bu geçici bir süreç.”

Kaynak: iha