Halk Sağlığı ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Emin Dinççağ, çıkardığı 25’inci kitabında Gazze’deki katliamla ilgili bir şiir kaleme aldı. Gazze’de yaşanan insanlık suçunu mısralara taşıyan Dinççağ, Batı’nın ipliğini de pazara çıkardı.

Uzm. Dr. M. Emin Dinççağ’ın yazdığı “Sev N’olur” kitabı yayımlandı. Şiire gönül vermiş bir doktor olan Dinççağ, bugüne kadar 24 kitap yazdı. Sev N’olur ile birlikte toplamda 25. kitabını çıkartan Dr. Dinççağ’ın 2’si beslenme, bir de mizah kitabı bulunuyor. Dinççağ, çıkardığı son şiir kitabında ilk şiirini Gazze’ye ayırdı.

“Hepimizin çığlığı”

Son dönemde şiddet olaylarının arttığını ifade eden Dr. Mustafa Emin Dinççağ, “Her gün yüzlerce şiddet haberi okuyoruz. Her gün gözümüzün önünde onlarca şiddet olayına tanık oluyoruz. Trafikte yol vermedi diye cinayetler işleniyor, gencecik çocuklar, öğrenciler birbirine bıçakla, silahla saldırıyor, öldürüyor. Şiddetin bu kadar olağanlaştığı, kanıksandığı, insanların silaha gezdiği ve bunun çok normal olarak kabul gördüğü günümüzde şiddete ‘dur’ demek gerek. Güvenli sokaklar, güvenli ortamlar, insanın yaşam hakkının saygıyla korunduğu bir ortamda hayatımızı mutlu, huzur içinde geçirme isteği çok lüks bir talep olarak görülmemelidir. Sev n’olur; huzur içinde, güvenli bir şekilde yaşamak isteyen hepimizin bir çığlığı olmalıdır. Sevgiyi yaşatırsak, seversek, sevginin ne olduğunu bilirsek, şiddeti engelleyebiliriz. Şiddeti, sevgisizliği ancak sevgi durdurur. Sevgi dolu bir ortamda huzur yeşerir. Kimse kimsenin yaşamına kast edemez. Yaşam hakkı en kutsal hak olarak bilinir, kutsal bir hak olarak kabul görür ve sahip çıkılır” dedi.

25’inci kitabı hakkında bilgi veren Dr. M. Emin Dinççağ, “Sev n’olur; bir yakarış, bir yalvarış değil, zor olmayan, biraz düşünebilen, içindeki cevherin farkında olan, insan-1 kamil olarak yaratılmış insanın; hayatımızı güzelleştirebilmesi, daha huzurlu daha güvenli yaşayabilmemiz için çaba göstermesi, emek vermesi ve yaratılmış her şeyi yaratandan ötürü sevmesi için bir çağrıdır. Börtüyü, böceği, çevreyi, insanı, sokak hayvanlarını, dereyi, ovayı her şeye sevgi ile bakmak, sevmek, tüketmemek, kirletmemek, incitmemek, öldürmemek bir borç, bir insanlık görevidir, bunu unutmamak için bir çağrıdır bu kitabım. Modern insan, hayatını güzelleştiren, çevresini koruyan ve sahip çıkan, içindeki aşkı hiç söndürmeyen, geçmişini bilen ve inkar etmeyen geleceğini emanet bilen insandır. Bu güzellikleri, duygusallıkları, ödev ve sorumluklarımızı bilelim diye bir çağrı Sev n’olur. Şiddet alabildiğince çok, kimse kimseyi anlamıyor. Sevgisizlik tavan yapmış. Savaşların, ölümün kol gezdiği, şiddetin olağanlaştığı, sevgisizliğin arttığı dünyaya benim de bir mesajım var: Sev n’olur” diye konuştu.

Tatvan’da kar yağışı etkili olmaya başladı Tatvan’da kar yağışı etkili olmaya başladı

“Çaresizlik teslim aldı dünyayı”

Kitabın yer alan Gazze şiiri şöyle:

“Sanki çaresizlik teslim aldı dünyayı/ Acizliğimle konuşuyorum ben/ Bildiklerim var, bilemediklerimden sorumluyum/ Seyretmeyin beni/ Dövüşürüm de kollarım yok/ Aslında kemiklerim kırık benim/ Gönlüm bihaber ama yüreğim, gözü pek/ İsyanlarda elimi uzatıyorum yoksunuz/ Tek başına olmuyor be!/ Nerede şiirleriniz, nerede şarkılarınız?/ Bomba atar gibi şehirlerime/ Kan ter içinde umutlarım/ Ölmüş bebeleri ruhumun/ Bir tek canım var, vermezsem kahrolayım/ Hep mi ölüm, hep mi zulüm bize/ Uyanıyorum, etrafımda sessizlik/ Utanıyorum, çaresizlik sırıtıyor/ Belki diyorum, susuyorum/ Gazze geliyor aklıma, yüzü kan revan içinde bebelerin/ Ölümü görmesinler diye elektriklerini kesmişler/ Karanlıktadır yarasaların saltanatı/ Acizliğim ağlıyor, gözyaşlarım utanmadı/ Yılışık Batı yorumluyor/ Sanki saklambaç, sanki körebe, uzaktan bağırıyor: Ateş kes!

İyi savaşlar beyler/ Öldürün/ Ne kadar nefes alan varsa özellikle güzel gözlü çocuklarını Gazze’nin/ Masum, zayıf, marazlı çocuklarını / Et yiyememiş, oyuncakları olmamış çocuklarını/ Toz toprağa bulanmış ellerini / Çamurlu güzel yüzlerini yok edin/ Onlar gülerler her şeye/ Koşarlar, koşarak oynamayı severler/ Yollarını yıkın, bahçelerini yıkın / Bombalayın yuvalarını gaddarca, acımasız! / İyi savaşlar beyler, iyi savaşlar efendiler/ Kara yüreğiniz, vahşi ruhunuz/ Acımasız kişiliğinize layık şeyler yapın/ Zaten çoksunuz/ Zaten yoksunuz, iyilerin defterinde yoksunuz.”

Kaynak: iha