Türkiye-İngiltere arasında geçen zaman kırılmalarını konu alan Food’N Time Yemek / Türkiye sinema filminin bir bölümü Kapadokya’da çekilecek. İstanbul’da başlayan ve Londra’da sona erecek olan 9 farklı hikayeyi anlatacak olan film İngiltere, Hollanda, Türkiye ve Amerika’da vizyona girecek.
“İnsanların farklı dilleri, dinleri, kültürleri olabilir ama yemeğin dili yoktur” mottosu ile sinemaseverlere ulaşmayı amaçladıklarını söyleyen filmin senaristi ve ortak yapımcısı olan Ebru Cengiz Ergen, “Yemek Türkiye filmi, sinema sevmeyenleri de gişeye çekecek türde bir proje. İçerik ve kurgu bakımından ilkleri barındıran yapımda, 9 farklı hikaye, Türkiye-İngiltere arasında gerçekleşen zaman kırılmalarıyla anlatılıyor. İnsanların farklı dilleri, dinleri, kültürleri olabilir ama yemeğin dili yoktur. Bu film, farklıların aynı noktadaki kesişim kümesi olacak” dedi.
"Kapadokya zamanın durduğu yer"
Food’N Time yemek Türkiye filminin senaristi ve ortak yapımcısı Ebru Cengiz Ergen, “Kapadokya zaman durduğu bir yer ve bizim Kapadokya sahnemizdeki hikâyemizde zamanın durduğu insanların hikayesini anlatıyor. Bu nedenle Kapadokya‘yı seçtik. O hikayede: Kapadokya metropolden geldiğinizde anlıyorsunuz ki çağlar öncesinden gelen bir atmosfer var. Burada yaşantı değişmiş, binlerce yıllık bir çağrı kucaklıyor. Onun için burası zamanın durduğu bir yer diyebiliriz” ifadelerini kullandı.
9 farklı hikaye, 9 farklı mekan’
Filmin Türkiye’de 9 farklı bölgede çekimlerinin yapılacağını söyleyen Ergen, “İstanbul, Ankara, Nevşehir-Kapadokya, Mardin, Diyarbakır, Giresun, Muğla-Bodrum ve Kahramanmaraş’ta çekimler yapacağız. Film günümüz İstanbul’un da başlayıp, 1750’li yılların Londra’sın da bitiyor” dedi.
"Anadolu referans noktası olacak"
Food’N Time yemek Türkiye filminin senaristi ve ortak yapımcısı Ebru Cengiz Ergen, “İki farklı dönemde, iki farklı hikaye ve statüye sahip insanların başarısızlığa ve dibe vurduğu noktada, başarıya giriş hikayesini görecek ve Türkiye’de hep Anadolu coğrafyası da sahip olduğu hikâyelerle bunun bir referans noktası olacak. Yani biz umudun bittiği yerde, umudun kapısını aramanın referans hikayelerini anlatacağız. Çünkü yemek bütün kavgaların, bütün anlaşmazlıkların, mutlulukların ve hatta üzüntülerin birleştiği tek zemindir. Farklı dinlerdeki, farklı dillerdeki, farklı sosyal kültürel platformlardaki herkes yemek masasına buluşabilir. Biz de onun için dokuz farklı şehirde 18 insan hikayesi işlediğimizden dolayı yemek zemininde hareket etti. Çünkü: yemektir bizi buluşturan şey. Onun için yemekte buluşacağız. Ortaya koyduğumuz hikayeler var. Yani seyircimiz bizi izlediğinde her şehirde ben de bunu yaşamıştım, ya bu da benim başıma geldi, bu da olmuştu diyecek. Böylelikle bizim hikayemiz içine girdiğinde kendi başarısızlıklarını veya belki hayatının kendi durak noktalarından nasıl devam edebileceğini dair bir pencere açmış olacağız” şeklinde konuştu.
Filmin bu yıl içerisinde vizyona gireceğini söyleyen Ergen, “Londra, Hollanda, Türkiye ve Amerika’da vizyona girecek. Bizim sinematografik iddiamız şu; biz öyle bir film yapıyoruz ki seyirci evinden, koltuğundan kalkıp, pijamalarını çıkarıp salona, bizi görmeye, bizi izlemeye, bizim onlara vaat ettiğimiz hayali görmeye gelecekler” dedi.