Dr. Onur, hastaların genellikle kırmızı göz sorunuyla başvurduğunu belirtirken, her kırmızı gözün konjonktivit olmadığını, bu durumu mikroskobik muayene ile tespit ettiklerini ifade etti.
Konjonktivitin viral, bakteriyel ve alerjik olmak üzere üç tipinin olduğunu belirten Dr. Onur, viral konjonktivitin özellikle bulaşıcı olduğunu ve adenovirüs gibi virüslerin neden olduğu ciddi vakaların olabileceğini vurguladı. Bakteriyel konjonktivitin ise tedavi edilmediğinde göze zarar verebileceğini ve bulaşıcı olduğunu aktardı. Alerjik konjonktivitin ise polenler, toz veya hayvan tüylerine alerjisi olanlarda görülebileceğini söyledi.
Özellikle son zamanlarda üst solunum yolu enfeksiyonları ve influenza salgınlarıyla birlikte çocuklarda viral konjonktivit vakalarının arttığını belirten Dr. Onur, çocuklarda hijyenik önlemlerin daha da önemli olduğunu ve salgınların okul ve kreş gibi yerlerde yayılabildiğini dile getirdi.
Dr. Onur, konjonktivitin tedavi edildiğinde genellikle kalıcı bir hasar bırakmadan iyileştiğini ancak tedavinin gecikmesi halinde veya hasta ilaçları düzenli kullanmazsa durumun ciddileşebileceğini ve hatta görme sorunlarına neden olabileceğini belirtti.
Tedavi yöntemlerine değinen Dr. Onur, viral enfeksiyonların genellikle semptomatik tedavi gerektirdiğini, bakteriyel enfeksiyonların ise antibiyotiklerle tedavi edildiğini ve alerjik konjonktivitin göz damlalarıyla tedavi edilebildiğini ifade etti.
Korunma yöntemleri konusunda ise Dr. Onur, sık sık elleri yıkamanın, kişisel eşyaların paylaşılmamasının, gözlerde enfeksiyon olduğunda havuza girilmemesinin ve hijyenik önlemlerin önemine vurgu yaptı. Ayrıca, hapşırma ve öksürme sırasında ağız kapatmanın, lenslerin paylaşılmamasının ve yüzeylerin temizliğinin göz sağlığını korumak için önemli olduğunu belirtti. (İHA)