Aslen Romanyalı olan ve uzun yıllardır Bayburt’ta yaşayan Leyla Yavuz, yaklaşık 14 senedir çalıştığı okulda, öğrencilerin gözbebeği oldu. Yavuz’un öğrencilerle kurduğu abla-kardeş ilişkisi ise akıllara Hababam Sınıfı filminin sevilen ’Hafize Ana’ karakterini getiriyor. Yer yer öğrencilerle şakalaşan, yemekhanede, kantinde öğrencilere yardımcı olan ve teneffüs aralarında birlikte sohbet eden Yavuz’u Erdem Beyazıt İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri çok seviyor.

Evlendikten sonra eşi İslam Yavuz vesilesiyle müslüman olan Leyla Yavuz, huzuru hem eşi İslam Yavuz da hem de İslamiyet’te bulduğunu söyledi.

Asıl ismi Lilyana olan Leyla Yavuz, Müslüman olduktan sonra Leyla ismini kullanmaya başladı. Öğrencilerle yakın ilişkiler kuran ve öğrencilerin Leyloş ablası Leyla Yavuz’u her sabah öğrenciler okulda koşarak karşılıyor. Öğrencilerin ’Leyloş’ abla diye hitap ettiği Yavuz, bu durumdan memnun olduğunu vurgulayarak, "Öğrencileri kendi evladımdan hiç ayırt etmiyorum. Ben onların Leyloş ablasıyım, onlar da benim kuzularım. Birbirimizi karşılıklı olarak çok seviyoruz" dedi.

24 yaşına kadar Romanya’da yaşayan Yavuz, o yıllarda tatil yapma için geldiği İstanbul’da eşiyle tanıştı. Eşi İslam Yavuz’la evlendikten sonra Fransa’ya taşınan Yavuz ailesi, çocukları olunca Türkiye’ye kesin dönüş yapma kararı aldılar. Tek bir şartla Türkiye’ye gelmeyi kabul eden Leyla Yavuz’un şartı ise Bayburt’ta yaşamak oldu. Eşinin memleketi Bayburt’u çok sevdiğini, "Bayburt’u, memleketim Romanya’dan daha çok seviyorum, burası benim evim. Okuldaki öğrencilerin hepsi benim evlatlarım" diyerek belirten Yavuz, hem Bayburt’a, hem de çalıştığı okuldaki öğrencilere düşkünlüğünü bu sözlerle ifade etti.

Polis babanın, anaokul öğretmeni annenin çocuğu olan Yavuz, asıl mesleği olan hemşireliği yapmayıp, bir hevesle başladığı okulda uzun yılları geride bıraktı. Sayısızca öğrencinin mezuniyetine tanık olan Yavuz, kimsenin hakkına girmeyeceğini emeklilik yaşı geldiğinde üzülerek de olsa emekli olacağını söyledi.

Yavuz’u, namı diğer Leyloş ablasını çok sevdiğini söyleyen Zeynep Akarsu isimli öğrenci, "Leyla ablayı çok seviyorum, o bizim Leyloşumuz. Kantinden bir şeyler alırken bize hep yardımcı oluyor. O bize çok iyi davranıyor" diyerek konuştu.

Bir diğer öğrenci Meryem Kardeş, ’Okulumuzun annesi’ dediği Yavuz’dan, "Leyla ablayı çok seviyorum, çok iyi bir ablamız. Bize çok yardım ediyor. O bizim annemizden sonraki okulumuzun annesi" sözleriyle bahsetti.

"Huzuru iki İslam’da buldum"

Eşi İslam Yavuz’la evlendikten bir yıl sonra Müslüman olduğunu ve eşi İslam Yavuz sayesinde İslam diniyle tanıştığını kaydeden Yavuz, "İsmim Lilyana, sonradan Müslüman olduktan sonra Leyla ismini kullanmaya başladım. Evlendikten bir yıl sonra Müslüman oldum. İslam’la iki kere tanıştım diyebilirim, eşimin ismi İslam, sonra İslam dinine yönelince 2’inci kez İslam’la tanışmış oldum. Hayatımdan, yaşantımdan, eşimden çok memnunum. Eşimden Allah razı olsun, o benim hayatımı kurtardı. Onun sayesinde Müslüman oldum" şeklinde konuştu.

"Bayburt benim evim, Bayburt’u memleketimden daha çok seviyorum"

Kendini artık Bayburtlu gördüğünü, yurt dışından Bayburt şartıyla geri döndüğünü söyleyen Yavuz, "Ben kendimi Bayburtlu olarak görüyorum, Bayburtluyum. Bayburt’u gerçekten çok seviyorum. Aslında biz Fransa’dan geldiğimizde her yere gidebilirdik ama ben tek bir şartla Türkiye’ye geldim, Bayburt’ta yaşayacaksak dönelim dedim. Bayburt çok sakin, huzurlu bu yüzden çok seviyorum. Hatta kendi memleketimden daha çok seviyorum" dedi.

"Bana dünyaları verseler işimden vazgeçmem"

Bedensel engelli milli yüzücü ayaklarıyla resim yaptı Bedensel engelli milli yüzücü ayaklarıyla resim yaptı

14 senedir çalıştığı okulda işini severek yaptığını vurgulayan Yavuz, "13-14 senedir bu okuldayım, bana dünyaları verseler ben okulumu bırakmam, işimi değiştirmem. Hayatım bu okulda, okulumu dahi değiştirmek istemem. Öğrencilerime çok alıştım, onlar benim evlatlarım sayılır. Yıllar önce okulda çalışmak için başvuru yaptığımda başvurumu alan müdür bana, siz bu işi yapabilir misiniz, emin misiniz, temizlik zor olur diye sordu.

Bence helal para olduktan sonra her iş yapılır. Okul benim birinci evim, çünkü burada evimden daha çok zaman geçiriyorum. Öğrenciler beni seviyorlar, beni Hababam Sınıfı filmindeki Hafize Ana’ya benzetiyorlar, öyle görüyorlar. Bazen Leyloş abla diyorlar, bazen kanka diyorlar" ifadelerini kullandı.

Okulun Müdür Başyardımcısı olan Cemalettin Mehmedoğlu, Yavuz’un işini dört dörtlük yaptığını ve herkesin Yavuz’u çok sevdiğini dile getirerek, "Leyla ablayla aşağı yukarı 14 yıldır beraber çalışıyoruz. Leyla abla işe ilk olarak şirketten başladı. Daha sonra çalışkanlığı ve gayretiyle onu kadroya aldık. Kadroya geçtikten sonra okulumuzda gayretleriyle ön plana çıktı. Okulumuzun sevilen simaları arasına girdi. İdarecilerle, öğretmenlerle, diğer personellerle ve öğrencilerle ilişkileri çok iyi. Okulumuzda sevilen bir isimdir, kendisi Romanya’dan gelmiş olmasına rağmen Türk adet, gelenek, göreneklerini hiçbir zaman ihmal etmeden kendi öz yaşantısına devam ediyor. Leyla ablaya gayretinden dolayı çok teşekkür ederiz, emekli olana kadar beraberiz. Emekli olduktan sonra da sağlık, sıhhat içinde yaşamasını rabbimden temenni ediyoruz" sözlerini kullandı.

Kaynak: iha