Prof. Dr. Kaynak, “Horlama tedavi edilmeli midir? Hangi horlamadan endişe etmeliyiz” sorularının yanıtlarını veriyor.
Horlama üst solunum yolunun herhangi bir yerinde oluşan dar bir alandan havanın geçerken yarattığı titreşim sonucu ortaya çıkan ses olarak tanımlanıyor. Darlığın nedeni bazen burun tıkanıklığı bazen bir boğaz enfeksiyonu bazen de daha kalıcı bir başka sorun olabiliyor. Erkeklerde daha sık görülen horlama sorununu 40 yaş üstünde erkeklerin %40-60’ı yaşıyor. Bu yaşlarda görülen horlama, aslında uykuda solunum durmalarının habercisi ciddi bir sağlık sorunu… Kadınlarda ise menopoz dönemi sonrası yaşlarda horlamanın sıklığı erkeklerinkine yaklaşıyor. Yataş Uyku Kurulu Üyesi, Nörolog Prof. Dr. Hakan Kaynak, uyku bozuklukları arasında en sık karşılaşılan horlama türünün, daha uzun süreli olarak devam eden ve burundan çok boğaz arkasında oluşan darlık nedeniyle ortaya çıkan horlama olduğunu söylüyor.
Horlama kişinin sağlığına zarar veriyor
“Horlama gece içinde solunum zorluğu ve nefes kesilmeleri veya azalmalarıyla birlikte görülüyorsa o zaman soruna daha ciddi yaklaşmak gerekir. Zira böyle bir durumda horlama, çevreyi rahatsız eden bir sorun olmaktan çıkmış, hasta için ciddi bir sağlık sorununa dönüşmüştür” diyen Prof. Dr. Kaynak, hastaların çoğu zaman uykuda ortaya çıkan sorunlardan haberdar olmadıkları için hekime başvurmakta geciktiklerini anlatıyor. Çevreye verdiği rahatsızlıktan daha da önemlisinin horlamanın kişinin sağlığına verdiği zarar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kaynak, horlama gece terlemesi, gece tuvalet ihtiyacı ile uyanma ve idrar miktarında artma, sabah ağız kuruluğu ile yorgun uyanma, gündüz yorgunluk ve uykuya eğilim haliyle birlikte görülüyorsa ise kişinin uyku apne sendromu yaşıyor olabileceğinin altını çiziyor.
Uyku apne sendromu kişinin çevresini de etkiliyor
Uyku apne semptomlarıyla birlikte görülen horlamada, kişinin mutlaka bir uyku hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Kaynak şöyle devam ediyor: “Horlama gerek görülürse evde basit uyku testleri veya uyku merkezinde daha detaylı testler uygulanarak tetkik edilmeli ve gerektiğinde de mutlaka tedavi edilmelidir. Zira uyku apne sendromu hem hastanın sosyal hayatını bozar hem sebep olduğu gündüz uyku hali nedeniyle kazalara neden olur. Yani sorun hastanın ötesine geçip tüm toplumu ilgilendirir hale dönüşür. Uyku apne sendromu ile birlikte olan horlama hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp ve beyin damar hastalıkları ve obezite gibi hastalıklarını da beraberinde getirir. Başlangıçta horlama ve uykuda solunum durmaları kilo alımı ile artsa da uykuda solunum durmaları başladığında, hastalık kilo alımına ve şeker hastalığına yatkınlığa sebep olmaktadır. Uyku apne sendromunun tedavisi kilo vermeyi de kolaylaştırır.”
Çocuklardaki horlamalar gelişimi yavaşlatıyor
Özellikle çocukluk döneminde ortaya çıkan horlamaların zaman kaybetmeden ve solunum yolunu yıpratmadan tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Kaynak, şöyle devam ediyor: “Çocukluk döneminde ortaya çıkan horlamalar, çocuğun uykusunu ve gelişimini yavaşlatması açısından da önemlidir. Geçmişte, ertelenme eğilimi içinde olunan bademcik gibi solunum yolunu daraltan yapılar, mümkün olan en erken zamanda ameliyat edilerek, gelecekte uykuda solunum durmalarının önüne geçilmelidir.”