Kış aylarında havalarında soğumasıyla birlikte hastalıklara karşı vücut direncinin düşmesine dikkat çeken uzmanlar, vücut direncini korumak için vitaminler, meyveler ve Omega-3 gibi besin kaynaklarının tüketilmesini öneriyor.

Bağışıklık sisteminin kalesini bağırsakların olduğunu belirten Diyetisyen Nurefşan Yıldız, “Havaların soğumasıyla birlikte, bağışıklığı güçlendirmek ve vücudu korumak için beslenmede dikkat etmemiz gereken konular var. Öncelikle eğer kilo verme gibi bir hedefimiz varsa kısıtlı diyetlerden uzak durmanız gerekiyor. Vücudun besin ögelerini tam olarak karşılayabileceğiniz daha besleyici programları takip etmeniz gerekir. Bununla birlikte özellikle tabağımızın yarısı sebzelerle dolu olsun istiyoruz. Maydanoz, marul, roka gibi yeşil yapraklı sebzeler ve karnabahar, brokoli, pancar gibi antioksidan içeren yüksek sebzeleri mutlaka diyette tüketmemiz gerekiyor. Bir önemli konu ise bağırsak sağlığı. Bağışıklık kalesi bağırsaklar diyoruz. O yüzden bağırsaklardaki yararlı bakterileri besleyen aynı zamanda probiyotik etki oluşturabilecek ev yapımı turşular, yoğurt ve sirke gibi besinlere de mutlaka yer vermeniz gerekiyor” diye konuştu.

Kaybolan Alzheimer hastası yaşlı adam sağ salim bulundu Kaybolan Alzheimer hastası yaşlı adam sağ salim bulundu

Kış aylarında havaların soğuması birlikte sporla beraber diyet yapan insanların daha az su tükettiğini, ama aslında kış aylarında hem diyet için hem de vücut direncin düşmemesi için su tüketimin olmasını gerektiğini aktaran Diyetisyen Yıldız, “Kış aylarında havaların soğumasıyla birlikte su tüketimlerinde ciddi azalmalar görüyoruz. Ama vücudumuzun her zaman suya ihtiyacı var, su bizim için olmazsa olmaz. Dolasıyla günde 2-2,5 litre su tüketimini öneriyorum. Bunun yanında ıhlamur, ada çayı ve kuşburnu gibi bitki çaylarıyla birlikte hem sıvı alımını hem de bağışıklığı çok güzel destekleyebiliyoruz” dedi.

Metabolizmayı harekete geçirmeye ve hastalıklardan korunmak için kış aylarında Omega-3 yağ asitlerinin önemini aktaran Diyetisyen Yıldız, “Bir diğer önemli konu ise Omega-3 yağ asitleri. Hem metabolizmayı çalıştırmak için rolü hem de hastalıklara karşı koruyucu rolü ile çok ön planda. En iyi kaynakların balıklar olduğunu biliyoruz. Hafta 1-2 kez mutlaka ızgara, fırın ve buğulama şeklinde balık tüketimini öneriyorum. Bunun yanında keten tohumu, chia tohumu ve ceviz gibi diğer Omega-3 kaynaklarını da yer vermek çok faydalı olacaktır” diye konuştu.

Kış aylarında güneş ışınlarına maruziyetin azalmasının D vitamini seviyelerinde düşüşlere sebep olabileceğine dikkat çeken Diyetisyen Yıldız, şu tavsiyelerde bulundu:

“Bağışıklık için en gerekli vitamin D vitamini. Özellikle yine kış aylarında çok ciddi düşüşler görebiliyoruz. İlk yapmamız gereken kan tahlili yaptırarak D vitamin seviyelerine baktırmak. Daha sonra her hangi bir eksiklik veya yetersizlik görüldüğü takdirde doktor önerisiyle takviyeleri düzenli bir şekilde kullanmak olmalı. Bunun yanında bir diğer vitamin ise C vitamini. Özellikle kış aylarında portakal, nar ve kivi gibi meyvelerde bolca bulunur. Bu meyveleri günde 2-3 porsiyon olacak şekilde tüketmeye özen gösterebiliriz. Kış aylarında vücut direncini artırmak için anitinflamatuar özellikle baharatların kullanılması gerektiğini aktaran Diyetisyen Yıldız, “Zerdeçal, zencefil ve karabiber gibi baharatlar için anitinflamatuar özellikleri sayesinde vücut dirençleri artırıcı rolleri çok fazla var. O yüzden bunları da diyetimize eklememiz gerekiyor. Peki nasıl ekleyebiliriz. Benim bir tarifem var ismine biz ‘Altın Süt’ diyoruz danışanlarımla. 1 bardak sütün içeresine 1 çay kaşığı zerdeçal, karabiber ve toz tarçın ekliyoruz. Bunları kısık ateşte pişirip ocaktan alıyoruz. Ilıdıktan sonra bal ilave ederek karıştırıyoruz. Günde bir bardak bu karışımı tüketebilirsiniz.

Kaynak: iha