Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, "Son yıllarda özellikle hava sıcaklıklarının çok artmasıyla beraber kapalı ortamlarda, alışveriş merkezlerinde, işyerlerinde, ev ortamında ve otellerde çok fazla klima kullanımına bağlı ’klima zatürresi’ ya da halk arasında ’klima çarpması’ adı verilen bir klinik tabloyla karşı karşı karşıyayız. Çok fazla ’klima zatürresi’ dediğimiz lejyonere bağlı zatürre vakaları yaz aylarında kış aylarına göre çok daha fazla geliyor" dedi.

Klimalardaki tehlike ’lejyoner hastalığı’ ile ilgili açıklamalarda bulunan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, son günlerde baş ağrısı, göz, burun ve boğazda tahriş, geçmeyen bir öksürük, sürekli bir gıcık, baş dönmesi, kaşıntı gibi şikayetleri olanların doktorlara başvuru sayısında artış olduğuna dikkat çekti. Özkaya, "Özellikle teknolojik gelişmelerin günümüzdeki yaşam şartlarına entegrasyonu ile hem eski bildiğimiz klasik hastalıkların seyri değişti hem de literatüre yeni hastalıklar eklenmeye başladı. Bunlardan biri ’zatürre’ dediğimiz hastalığımızdır. Özellikle biz zatürreyi tıp kitapları kışın viral enfeksiyonlar sonrası vücut direncimizin düşmesi sonrası akciğer enfeksiyonu olarak biliyoruz. Son yıllarda özellikle hava sıcaklıklarının çok artmasıyla beraber kapalı ortamlarda, alışveriş merkezlerinde, bürolarda, işyerlerinde, ev ortamında ve otellerde çok fazla klima kullanımına bağlı klima zatürresi ya da halk arasıyla klima çarpması verilen bir klinik tabloyla karşı karşı karşıyayız. Yaz aylarında kış aylarına göre daha fazla zatürre hastaları hastaneye başvuruyor. Özellikle klima sulardaki üreyen lejyoner bakterisi soğuk üflemesiyle beraber akciğerlere ulaşmasıyla ciddi anlamda zatürre yapıyor. Öksürük, ateş, eklem ağrısı, halsizlik gibi şikayetlere sebep oluyor. Risk altında olanlar ise özellikle otellerde tatil yapanlar, büyük toplantı salonlarında, kongrelerde, merkezi havalandırmanın olduğu sistemlerde, termal havuzların olduğu yerlerde, ofis ve bankalarda çalışanlardır. Çok fazla klima zatürresi dediğimiz lejyonere bağlı zatürre vakaları yaz aylarında kış aylarına göre çok daha fazla geliyor. Özellikle klimaların bu filtrelerin temizliğine dikkat edilmesi gerekiyor. Bu önümüzdeki aylarda en sıcak yaz mevsimini yaşayacağımızı söylüyorlar. Bunun getirdiği olumsuz etkenlerden uzak durmak için de vatandaşlarımızın dikkat etmesini istiyoruz" diye konuştu.

"Hasta bina sendromu yaşayanlar doktorlara başvuruyor"

İnat uğruna ayrılmışlardı, 2’nci nikahları hastanede kıyıldı, 65 yaşındaki gelin çiçek atma hayalini de gerçekleştirdi İnat uğruna ayrılmışlardı, 2’nci nikahları hastanede kıyıldı, 65 yaşındaki gelin çiçek atma hayalini de gerçekleştirdi

Merkezi sistem klimaları olduğu yerlerde bir hastalık tanımlandığını belirten Özkaya, "Hasta bina sendromu’ denilen sendrom var. Bu özellikle neredeyse çalışan hemen herkesin hastalığı diyebileceğimiz bir hastalıktır. Hasta bina sendromundan özellikle ofis ortamında çalışanların bir takım şikayetleri oluyor. Özellikle dediğimiz gibi ofis ortamında, merkezi klimayla havalandıran havalandıran ortamlarda, bu özellikle küflerin yerleşmesine bağlı, ortama salınmasıyla kişiler baş ağrısı, göz, burun ve boğazda tahriş, geçmeyen bir öksürük, sürekli bir gıcık, öksürük, baş dönmesi, kaşıntı, kuru cilt, yorgunluk, halsizlik, konsantrasyon olamama, kişilik değişimlerine kadar değişen paranoya, depresyon gibi gibi kişilik değişimlerine sebep oluyor. Hastaların; ’hiç düzelmiyorum, hiç iyileşemiyorum, hiç eklem ağrılarım geçmiyor, hiç öksürüğüm iyileşmiyor’ dedikleri kronik grip ya da nezle benzeri sendromlarına neden oluyor. Bu sendrom grubuna ’hasta bina sendromu’ diyoruz ve neredeyse günümüzde ofis ortamında çalışanları büyük bir çoğunluğu bu şikayetlerle doktora başvuruyor. Bunun özellikle merkezi havalandırmadan kaynaklandığını söyleyebiliriz. Ofis ortamında da buna dikkat edilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.

Kaynak: iha