Kök hücre uzmanı Prof. Dr. Erdal Karaöz, kök hücrenin, otizmde tedavi yaklaşımını değiştirebileceğini söyledi.

Liv Hospital’in, Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı ile birlikte düzenlediği etkinlikte, Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Hakkı’nın “Sevgi, Genetik, Sağlık” konseptindeki resimlerinden oluşan sergi yoğun ilgi gördü. Sergi, 28 Nisan’a kadar gezilebilecek.

Prof. Dr. Karaöz, kaybedilen hücreleri yerine koyabilen bir teknoloji veya ilacın söz konusu olmadığını ancak modern tıbbın tedavi edemediği hastalıklarda işlevselliğini kaybetmiş hücrelerin yerine koymayı amaçlayan yegane yöntemin kök hücre esaslı hücresel tedaviler olduğunu belirterek, “Otizm spektrum bozukluğu son yıllarda ülkemizde ve dünyada oldukça artmış durumda. Bazı ülkelerde yüzde 1 oranında dense de bilimsel çalışmalar bu oranın attığını gösteriyor. Çocukların yüzde 80’i genetik problemden dolayı bu sağlık sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Otizm gelişimsel dönemde beynin gelişmesiyle alakalı bir problem. Sinir hücreleri arasındaki bağlantıların bozulması sonucu ortaya çıkan bir problem. Günümüzde tedavisi söz konusu değil ama bir takım terapilerle palyatif çözümler üretilebilmekte. Yayınlanan makaleler, kök hücrelerin, otizmin sebep olduğu klinik sonuçlar üzerinde olumlu etkileri olabilir diyor. Yüzde 100 tedavi edilebilir bir hastalık değil. Dereceleri var. Asıl amaç özellikle ağır vakaların erken dönemde yakalandığı zaman 3 ila 7 yaş arasında kök hücrelerin bazı olumlu etkileri olabiliyor. Konuşamayan çocukların konuştuğu, göz temasının arttığını söylüyor bilimsel çalışmalar. Ülkemizde kök hücreyle ilgili başta merkezi sinir sistemi ve kas sistemini ilgilendiren dejeneratif hastalıklar olmak üzere kalp-damar sistemi ve otoimmun bazı hastalık modellerinde oldukça ilgili kurumlardan yasal izinler alınarak yapılan uygulamalarda başarılı sonuçlara ulaşıldı. Sinir gelişim bozukluğu olan Otizm Spektrum Bozukluğu’nun da tam olarak etkili bir tedavisi bulunmuyor. Her yıl bu tedavi için yapılan araştırmalarda milyarlarca dolar harcanıyor. Son yıllarda yapılan çalışmalarda hücresel tedavi uygulamalarının yalnızca güvenli değil, aynı zamanda hastaların davranışlarında iyileşmeler sağladığı rapor ediliyor. Hücresel tedavilerin güvenilirliği kanıtlanmış, etkinliği ile ilgili ise oldukça umut verici sonuçlar rapor ediliyor olsa da, tedavilerin standardizasyonu ve etkinliğinin tam olarak kanıtlanabilmesi için daha detaylı çalışmalara ve klinik araştırmalara halen ihtiyaç duyulmaktadır” diye konuştu.

Antibiyotik zehir olmasın Antibiyotik zehir olmasın

Resimleri sergilenen Prof. Dr. Sema Hakkı da, "2008 yılından beri profesyonel olarak resim yapıyorum. Resimlerimle, insanları ulaşmayı seviyorum. Yaptığım resimlerden gelen gelirle ihtiyacı olan çocuklara tedavilerinde yardımcı olmak istiyorum" dedi.

Kaynak: iha