Yozgat İl Sağlık Müdürü Fatih Şahin, “Obezite tüm dünya ile birlikte ülkemizde de hızla artmaktadır ve 2030 yılına kadar 1 milyar insanın bu hastalıkla yaşayacağı tahmin edilmektedir. Obezite nedeni ile bireylerin hayatında yaşanan zorlukların anlaşılamaması sebebiyle bu salgın boyutuna rağmen obezite ile mücadele oldukça zordur. Fazla kilolu veya obez olmak; hipertansiyon, hiperlipidemi, kalp-damar hastalıkları, inme, Tip 2 diyabet, bazı kanser türleri, kas-eklem hastalıkları ve solunum sistemi hastalıkları gibi pek çok sağlık sorunları riskini artırır.

2010 yılından itibaren ülkemizde Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı Yetişkin ve Çocukluk Çağı Obezitesinin Önlenmesi ve Fiziksel Aktivite Eylem Planı güncellenerek uygulanmaktadır. Ayrıca Bakanlığımız; Türkiye Diyabet Programı, Tuz Azaltma Programlarını uygulamaktadır.

 Obeziteden korunmada sağlıklı beslenmek ve fiziksel aktivitenin arttırılması önemlidir.

Sağlığımız için yetişkinlikte haftanın en az 5 günü ve günde en az 30 dakika orta şiddetli, çocukluk çağında ise günde en az 60 dakika orta ve yüksek şiddetli fiziksel aktivite yapılmalıdır.

Günlük beslenmede; taze sebze ve meyvelerin, tam tahıl ürünlerinin, süt ve ürünleri, balık, tavuk ve diğer yağsız etler ile kuru baklagillerin tüketimi sağlıklı seçimlerdir. İşlenmiş ve hazır besinlerden yağ ve şeker içeriği yüksek olanların tüketimi sağlıksız seçimlerdir.

Yetişkinlerde beslenme ile ilişikli kronik hastalıkların gelişimini önlemek için;

Küçük yaşlardan itibaren vücut ağırlığını, kan lipit profilini, kan basıncını, kan şekeri düzeyini ve kemik sağlığını olumlu yönde etkileyecek sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanılmalıdır.

Besin çeşitliliği artırılmalı, her gün çeşitli besin gruplarında yer alan besinler gereksinim kadar her öğünde tüketilmelidir.

Beden kütle indeksinin 20-24.9 kg/m2 arasında olması sağlanmalıdır. Ancak bu referans aralığın sadece yetişkin bireylere genel olarak fikir vermek için kullanıldığı, önemli olanın kişinin vücut bileşimi olduğu unutulmamalıdır.

Yetişkin bireylerin sağlıklı bir ağırlığa ulaşması ve bu ağırlığın korunması için en uygun beslenme modeli, hem besin gereksinimlerinin karşılandığı hem de toplam enerji alımının toplam enerji ihtiyacını geçmediği bir beslenme düzenidir.

Toplam ve doymuş yağ, kolesterol ile şeker alımı azaltılmalıdır.

 Günlük tüketilen basit şeker miktarı günlük alınan toplam enerjinin %10’unu geçmeyecek şekilde planlanmalıdır.

Sebze, meyve, tam tahıl, kuru baklagil ve yağlı tohum tüketimi dolayısıyla posa alımı artırılmalıdır

Şeker ve şeker ilaveli besinler, pastane ürünleri kullanımı azaltılmalı

Sebze ve meyvelerin mevsiminde tüketilmesine dikkat edilmelidir ve günde en az 400 g sebze ve meyve tüketilmelidir.

Kalsiyum ve D vitamininin yeterli alınması her yaş grubunda olduğu gibi yetişkin dönemde de kemik sağlığının korunması ve osteoporozun önlenmesi için oldukça önemlidir. Kemik sağlığı için her gün 2-3 su bardağı süt ve/veya yoğurt tüketilmelidir. Süt ve süt ürünlerinin az yağlı olanları tercih edilmelidir. Günlük D vitaminin yeterli miktarda alınabilmesi için güneş ışınlarından etkili şekilde yararlanılmalıdır.

Aşırı protein tüketiminden kaçınılmalıdır. Yüksek proteinli beslenme idrarla kalsiyum atımını artırarak osteoporoz gelişimini tetikler.

Hazır paketli ürün tüketimi sınırlandırılmalıdır.

Uygun pişirme yöntemleri kullanılarak yemeklere eklenen yağ miktarı azaltılmalıdır. Örneğin, besinleri kızartmak yerine, fırında, haşlama, ızgara, buharda veya mikrodalga fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Haftada en az iki kez (300-500 g) balık tüketilmelidir. Balıklar pişirilirken ızgara, fırında, buharda pişirme yöntemleri kullanılmalı, kızartma tercih edilmemelidir.

Kebabın sanata dönüşen hali: Testi kebabı Kebabın sanata dönüşen hali: Testi kebabı

Pişirme yöntemlerinde yapılan yanlış uygulamalar besin ögesi kayıplarını arttırmaktadır. Suda pişirilen sebze ve makarna gibi yiyecekler az suda pişirilmeli ve haşlama suları dökülmemelidir.

Ev dışında yemek yeme sıklığı azaltılmalı, yendiği zaman az yağlı yemekler tercih edilmelidir.

Tuz, tuzlanmış besin ve tuz içeriği yüksek besinlerin (turşu, salamura besinler, zeytin gibi) tüketimi azaltılmalı, yemeğin tadına bakmadan tuz ilavesi yapılmamalıdır. Kullanılan tuzun iyotlu tuz olmasına dikkat edilmelidir.

Sıvı tüketimi artırılmalı, günde en az 8-10 su bardağı su ve içecek olarak tüketilmelidir. Kafein içeren içecekler, günlük alınması gereken sıvı hesabına dahil edilmemelidir.

Kafein içeren kahve türleri ve gazlı/gazsız içeceklerin ve enerji içeceklerinin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Yetişkinler için günlük 100-300 mg kafein alımı zararlı olmamakla birlikte, bu miktarlar kafein hassasiyeti bulunan kişilerde kalp ritmi ve kan basıncında yükselmeye neden olabilir.

Düzenli yemek yeme alışkanlığı edinilmeli ve geç saatte yemek yemekten kaçınılmalıdır. Öğün düzeninin sağlanması ağırlık denetiminde ve kronik hastalıkların önlenmesinde değiştirilebilir risk etmenlerinden biridir.

Düzenli yapılan fiziksel aktivite ruh halini olumlu etkiler, stresi azaltır ve daha rahat uyumayı sağlar. Fiziksel aktivite artırılmalı, yemekten 2-3 saat sonra egzersiz yapma alışkanlığı kazanılmalıdır. Her gün en az 5.000 adım yürüyüş yapılmalı, zamanla adım sayısı 10.000 adıma çıkarılmalıdır. Haftada en az 150-300 dakika orta yoğunlukta aerobik egzersiz (tempolu yürüme, tempolu dans vb.) veya 75 dakika yüksek yoğunlukta egzersiz yapılmalıdır. Ayrıca haftada en az 2 kez kas güçlendirici (ağırlık kaldırma, şınav çekme vb.) egzersizler yapılmalıdır.

Tütün kullanılmamalı ve alkol alımından sakınılmalıdır.

Yetişkin bireyler kan şekeri, kan yağları ve kan basıncı değerlerini belirli aralıklarla kontrol ettirmelidir.

 Obezitenin Tedavisi Nasıl Yapılır, Nerelere Başvurulur?

Obezite, tedavi edilmediği takdirde yan etkileri ile yaşam süresini kısaltan, yaşam kalitesini bozan bir hastalıktır. Tedavisinde ise tıbbi beslenme (diyet), egzersiz, davranış değişikliği, ilaç ve cerrahi tedavi yöntemleri uygulanabilir.

Diyetisyenlerce yapılacak değerlendirme sonucu bireyin yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivite düzeyine, fizyolojik durumuna ve beslenme alışkanlıklarına uygun, yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayacak bir plan yapılması,diyet tedavisini oluşturmaktadır. Başarılı obezite tedavisi için hızlı ve hatalı kilo verme yöntemlerinden uzak durulmalıdır. Obezite tedavisinin başarılı bir şekilde yürütülmesi için; “diyet, egzersiz ve davranış değişikliğini” içeren üçlü tedavi programı;hekim, diyetisyen, fizyoterapist, egzersiz uzmanı ve ihtiyaç halinde psikiyatrist ve psikolog gibi meslek gruplarından oluşan bir ekip tarafından uygulanmalıdır.

Fazla kilolu ve obez bireyler, beslenme ile ilgili konularda doğru bilgi edinmek ve diyet tedavisi almak için İlçe Sağlık Müdürlüklerimiz, Toplum Sağlığı Merkezlerimiz ve Sağlıklı Hayat Merkezlerimizde verilen beslenme/obezite danışmanlığı hizmetinden yararlanılabilir” dedi. Haber Merkezi

Editör: Haber Merkezi