Türkiye’de psikiyatri alanında, ilaçların yan etkilerini en aza indirmek ve doğru ilacı doğru dozda belirlemek amacıyla farmakogenetik alanında klinik çalışmalar başlatıldı.

Türkiye’de psikiyatri alanında, hastaların tedavi süreçlerini iyileştirmek ve ilaçların etkinliğini artırmak için farmakogenetik alanında önemli bir adım atıldı. Prof. Dr. Nesrin Dilbaz’ın liderliğinde Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu, Prof. Dr. Ali Bozkurt, Doç. Dr. Adnan Çoban, Prof. Dr. Aslı Enez Darçın, Prof. Dr. Cemal Onur Noyan, Prof. Dr. Kürsat Altınbaş, Prof. Dr. Neslihan Akkişi Kumsar, Uzm. Dr. Özlem Bolat Kaya, Uzm. Dr. Rukiye Hayran ile klinik çalışmalara başlandı. Farmakogenetik testlerle ilaçların bireysel etkileri analiz edilerek, hastalara özel tedavi planları oluşturuluyor. Farmakogenetik testler ilaçların yan etkileri azaltmanın yanı sıra tedavi başarısını da artırıyor.

İstanbul’da düzenlenen toplantı klinik çalışmanın yürütücü hekimlerinin katılımı ile gerçekleşti.

Toplantıda genetik biliminin ilaçlarla tedavideki başarı oranlarını yükseltme konusu ele alınırken farmakogenetik alanındaki gelişmelerin psikiyatri alanında olumlu katkılar sağlayacağı vurgulandı.

“Doğru tedavi ile doğru ilacı doğru dozda kullanıyoruz”

Farmakogenetik genetik çalışmalarla birlikte hastanın genetiğine bağlı olarak ilaç bilimindeki bazı kavramları ölçmeye yaradığını belirten Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, “Burada iki temel nokta var. Biri farmakokinetik biri de farmakodinamik. Bunlar genetik olarak geçiyor. Doğru tedaviyi seçtiğimizde, doğru ilacı doğru dozda kullandığımızda en az yan etki yapabilecek en iyi tolere edebilecek seçimleri yapmamızda yardımcı oluyor. Son yıllarda çok fazla çalışmalar var bununla ilgili. Bizim yaptığımız testlerin sonucunda hastaya uygun tedavi vermeye çalışıyoruz. Yüzde 100 başarılı değiliz tabii ki ama her geçen gün başarıya doğru ilerliyoruz. Doğru tedavi yöntemini bu testler ile bulabiliyoruz. Bizim için hastalık yok hasta var. Bizler daha çok hastanın yaşadığı belirtiler üzerinde ilerliyoruz” şeklinde konuştu.

AIDS ve HIV yayılımında “etiketlenme ve damgalanma” endişesi etkili oluyor AIDS ve HIV yayılımında “etiketlenme ve damgalanma” endişesi etkili oluyor

“Bu tedavi ile ilacın dozunu arttırabiliyoruz ve azaltabiliyoruz”

Bu yöntemin kimlik kartı gibi düşünebileceğini ifade eden Dilbaz, “Bu sadece psikiyatrik hastalarla ilgili değil neredeyse bine yakın ilaç kombinasyonlarıyla ilgili bilgi veriyor. Hastalar başvurdukları psikiyatri hekim tarafından yönlendiriyorlar. Yöntem, ağız içinden pamuk çubuk ile sürüntü alıyoruz. Bunun sonucunda da yaklaşık 17 sayfalık bir rapor çıkartıyoruz. Burada hangi ilaçları hangi doza yakın kullanılması sonucu çıkıyor. Biz bu tedavi ile ilacın dozunu arttırabiliyoruz ve azaltabiliyoruz. Bu sonuçlar tabi konsey ile birlikte değerlendirilip hastaya iletiliyor ondan sonra değiştiriyoruz” diye konuştu.

Kaynak: iha