Osmanlı Devleti zamanında altın çağını yaşayan ve son yüz yıldır yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan savatlı gümüş işlemeciliği, Vanlı ustaların ellerinde yeniden hayat buldu.

Besmele-i Şerif Hat Eserleri Sergisi Konya’da Besmele-i Şerif Hat Eserleri Sergisi Konya’da

Oldukça zahmetli bir işçiliği olan ve bu yüzden ‘sebat’ olarak adlandırılan savat işletmeciliği, Van’daki ustaların ellerinde 450 derecelik ateşte pişerek gümüşe işleniyor. Tarihte yaklaşık 2 bin 800 yıllık geçmişi olan savatlı gümüş işlemeciliği, yüz yıla yakın bir süredir ustasının olmamasından dolayı yok olma tehlikesiyle karşılaşmıştı. 90’lı yıllarda yeniden küllerinden doğan ve 2017 yılında ise yapılan çalışmalarla tescil alan savatlı gümüş, kentteki ustaların ellerinde yeniden popüler hale geldi.

Gümüşün üzeri karartılarak gerçekleştirilen savat işletmeciliği, geçmişte olduğu gibi günümüzde de oldukça ilgi görüyor. 42 yıllık savat ustası Sadık Binici’nin atölyesinde kadın ustalarının da eliyle işlenen gümüşler, takıların gözdesi olmaya devam ediyor.

"100 yıl önce Van’da bin 500 civarında usta varmış"

İHA muhabirine konuşan savat ustası Sadık Binici, savat sanatıyla 1992 yılında tanıştığını ve ilk olarak gayrimüslim ustasından bunun eğitimini aldığını belirtti. Çerkez kalemkâr ustasının yanında da bu sanatı geliştirdiğini ifade eden Binici, “Savat sanatını çok seviyor, merak ediyor ve araştırıyordum. 100 yıl önce Van’da bin 500 civarında usta varmış. Şu an ise usta sayısı çok az ve biz burada 6 kişi çalışıyoruz. Savatın gümüşle birleştirme esnasında onun ısısını çok iyi ayarlamak gerekiyor. Savatın bir özelliği de siyahla beyazın birbirine çok yakışmasıdır. Bölgemizdeki figürleri de kullandığımız zaman çok farklı bir güzellik ortaya çıkıyor” dedi.

"Dünyanın birçok yerine gönderiyoruz"

Gümüşün tek başına bir anlamı olmadığını ancak savatla güzel bir uyum sağladığını dile getiren Bilici, “Savatlı gümüşte Urartu modellerini dünyada ilk kullanan atölyeyiz. Urartu ve Van figürlerinin yanı sıra Selçuklu, Osmanlı figürlerini kullanıyoruz. Dünyanın birçok yerine gönderiyoruz. Amerika’ya ve Avrupa’nın birkaç ülkesine de gönderdik. Talep olduğu sürece de Türkiye’nin her tarafına ürünlerimizi göndermeye çalışıyoruz” diye konuştu.

"Bir kadın olarak sabır ve merakla bu işi yürüttüm"

Yaptığı araştırmaya göre tarihte kadın savat ustasına denk gelmediğini ileri süren 17 yılık savat ustası Selma Uçar ise, “Bu alanda kadın savat ustasının olması gerektiğini düşünüyorum. Ben de bir kadın olarak sabır ve merakla bu işi yürüttüm. Ustamın yaptığı savatları pürdikkat izledim. Savat sanatı kaybolmamalı ve gelecek nesillere aktarılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

9 yıllık savat ustası Dilber Aksu da savat sanatının yok olmaması için ekip olarak çalışmalar yürüttüklerini kaydetti.

Kaynak: iha