Stresin kişiyi sadece psikolojik değil fizyolojik açıdan da yıpratabildiğini, bu yüzden de kontrol altına alınmasının önemli olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Yetener, “Stresinizi yönetmeye, ‘hayır’ demeyi öğrenerek başlayın. İnsanlara değil, olaylara odaklanın” dedi.

Acıbadem Bayraklı Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Müge Yetener, fizyopsikolojik bir durum olan stresin insan sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Vücutta ’savaş ve kaç’, ’dinlen ve sindir’ olarak adlandırılabilecek iki sistem olduğunu belirten Uzm. Dr. Yetener, "Bu iki sistemden biri sempatik, diğeri parasempatik sistem. Bu iki hayatî sistem bir denge içinde olmalıdır. İnsanın varoluşundan beri değişmemiş olan işleyiş, ilk çağlarda insanın bir kaplanla karşılaşma anında belki insanın hayatını kurtarmada işe yarıyordu. Sempatik sistem hakimiyeti kısa sürüyor, insan ya kaçıp kurtuluyor ya da kaplana yem oluyordu. Ancak günümüzde trafik, iş hayatı, ağırlaşan hayat şartları, ailevi sorunlar, kayıplar, afetler gibi pek çok etken sempatik sistem hakimiyetinin uzun süreli olmasına neden oluyor. Uykusuzluk, öfke sorunları, kaygı artışı, odaklanmada zorluk gibi olumsuzluklarla kendini gösteren stres süreçte kas ağrılarına, bağırsak sorunlarına, enfeksiyona vs. neden olabiliyor. Stres uzun sürdüğünde, kontrol altına alınamadığında ise kişinin savunma sistemi zayıflıyor, düşük bağışıklık pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor" şeklinde konuştu.

Organlar strese farklı tepki veriyor

Uzm. Dr. Yetener, stresliyken uyku bozukluklarının, derin uykuda azalma, uykusuzluğun sık görüldüğünü vurgulayarak, stres yönetilmediğinde organların verdiği cevapları şöyle sıraladı: "Beyin; sirkadiyen ritim bozulur, depresyon ve demans riski artar. Kulaklar; kulak çınlaması, işitme kaybı olabilir. Troid; aktif troid hormonu T3 üretimi düşer, TSH ile Troid Uyarıcı Hormon arasındaki ilişki bozulur, TSH da oynamalar görülür. Kalp; kalp atış hızı ve kan basıncı artar, kalp krizi ve felç riski artar. Deri; yağ üretimi artar, sivilce, ürtiker, egzama, sedef hastalığı, yaralar, kırışıklıklar sık görülür. Gözler; yorgunluk, göz çevresinde ağrı, baş ağrısı, seğirme görülebilir. Bağırsak: motilitede (Bağırsak hareketleri) artma veya kabızlık ve disbiyosis (Bağırsak florasının bozulması) görülür."

Stres yönetimindeki etkili öneriler

Antibiyotik zehir olmasın Antibiyotik zehir olmasın

Yetener, stresin uzun vadede yol açabileceği rahatsızlıkları sıraladıktan sonra, stresi kontrol altına alabilmek için şu önerilerde bulundu ve sıralamayla açıkladı: "Düzenli ve kaliteli bir uyku, beslenmeden ‘çöp gıda’ları çıkartmak, vücudun kendi dengesine kavuşabilmesi için eksik mineral ve besinleri yerine koymak, doğada zaman geçirmek, yürüyüş yapmak, düzenli olarak size uyan bir spor aktivitesini yapmak, sosyalleşmek, dostlarla ve sevdiklerinizle zaman geçirmek, çiçek yetiştirmek, hayvan beslemek, sevdiğiniz bir hobiyle meşgul olmak, meditasyon ve nefes egzersizleri yapmak, öfke ve kin gibi yakıcı duyguları uzun süre barındırmamak, karşılaştığınız negatif davranışların sizin değil, yapanın sorunu olduğunu akılda tutmak, ’Hayır’ diyebilmeyi öğrenmek ve insanlara değil, olaylara odaklanmak."

Kaynak: iha