Türkiye’de tütün bağımlısı 18 bin 129 kişi, alkol ve uyuşturucu madde bağımlısı 25 bin 859 kişi, kumar bağımlısı 13 bin 904 kişi ve internet bağımlısı 2 bin 887 kişi, bağımlılıktan kurtulmak için Yeşilay Danışmanlık Merkezi’ne (YEDAM) başvurdu.

Ankara’nın Sincan ilçesinde bulunan Yeşilay Danışmanlık Merkezi, tütün, alkol, madde, kumar ve teknoloji bağımlılığıyla mücadelede destek sağlıyor. YEDAM’da bulunan sosyal hizmet uzmanları ve klinik psikologlar, bağımlılara ücretsiz danışmanlık hizmeti veriyor. Sosyal hizmet uzmanları nezaretinde el sanatları atölyesinde de aktiviteler gerçekleştirilirken, bu süreç bağımlıların sosyalleşmelerine ve yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı oluyor. YEDAM’a başvurmak için 115 numaralı danışma hattını arayan vatandaşlara psikologlar ön bilgilendirme yaparak, en yakın lokasyondaki uzmana aktarıp, en kısa sürede bir plan çizilmesi ile tedavi süreci başlıyor.

Sincan’daki Yeşilay Danışmanlık Merkezi’nde görev yapan Klinik Psikolog Merve Turan, bağımlılık tedavisindeki süreci İHA muhabirine anlattı. Turan, 12 yaş üzerindeki alkol, madde, internet ve kumar bağımlısı olan kişilerin YEDAM’a başvurabileceğini belirtti. Merkeze gelen bağımlıların önce uygun ihtiyaçlarını saptayıp, uygun bir tedavi modeli oluşturduklarını söyleyen Turan, “Bu kişiselleştirilmiş bir tedavi planıdır. Danışma terapi teknikleriyle birlikte danışanın bağımlılıkla ilgili yaşadığı problemleri, herhangi bir ruhsal problemi, aile ya da ilişkilerindeki yaşadığı problemler gibi birçok hususu klinik psikologlar ya da psikologlarımız danışanlarımızla birebir görüşmelerde çalışmakta” ifadelerini kullandı.

Bağımlılığın fiziksel ve ruhsal sorunların yanında sosyal problemlere de neden olduğunu ve danışanların sosyal işlevselliklerinin büyük oranda bozulmaya başladığını ifade eden Turan, “Bu yüzden sosyal hizmet uzmanlarımız aslında çok önemli bir işlev görüyor YEDAM için. Sosyal hizmet uzmanları kişilerin sosyal uyum becerilerinin sağlanmasında, danışanların boş zamanlarının yapılandırılmasında, arkadaş ilişkilerindeki o problemlerden, riskli çevre, iş ve eğitim süreçleri, barınma problemleri, sosyal yardım gibi birçok hususu danışanlarımızla birlikte çalışmaktadır” diye konuştu.

“Hizmetlerimiz tamamen gizlilik çerçevesinde ilerler”

YEDAM’ın Türkiye ve KKTC’de 107 merkezi bulunduğunu söyleyen Turan, “Hizmetlerimiz tamamen gizlilik çerçevesinde ilerler. Danışanlarımızdan aldığımız bilgiler hiçbir kişi, kurum ya da kuruluşla paylaşılmaz ve sicillerine işlenmesi durumu olmaz. Bu noktada ayaktan bir rehabilitasyon desteği sağlanır, herhangi bir yatış sağlanmaz ya da ilaç desteği olmaz. Ama uygun kurum ve kuruluşlara ilaç desteği için yönlendirmeler sağlanır” dedi.

Bir kişinin bağımlı olduğunu anlaması için belli kriterler var olduğunu aktaran Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Son 12 ay içerisinde kişinin kullanmış olduğu madde miktarı giderek artıyorsa ve kişi madde kullanmayı kestiğinde belirli semptomlar yaşıyorsa, rahatsız edici, yoksulluk semptomları yaşıyorsa, maddeye karşı ya da bir duruma, davranışa karşı bir istek duyuyorsa ve kişinin başarısız bırakma girişimleri varsa, yani devamlı bırakıp tekrar başlıyorsa, bırakıp tekrar başlıyorsa ve kişinin bu durumdan kaynaklı fiziksel ve ruhsal sorunları oluşuyorsa, buna rağmen kullanmaya devam ediyorsa, aile ilişkileri, sosyal ilişkileri, arkadaşlık ilişkileri bozuluyorsa, eğitim ve iş gibi durumlar sekteye uğruyorsa, bu belirtilerden yalnızca üç tanesinin görülmesi durumunda biz artık bağımlılıklardan bahsedebiliyoruz.”

Ankaralılar kayak merkezine akın etti Ankaralılar kayak merkezine akın etti

Turan, bağımlılığın uygun bir tedavi yöntemiyle kontrol edilebileceğini ve düzelebileceğini vurguladı. Bağımlıların yaşamına dikkat etmesi gerektiğini bildiren Turan, “Riskli bir çevreden uzak durması, isteğini arttırabilecek herhangi bir durumla karşılaşmamaya çalışmaması ve çevresini ve yaşamını ona göre düzenlemesi pek tabii ki önemli noktalardan biri. Tabii ki bağımlılık tedavisinde kişinin motivasyonu ve uyumu çok önemli bir nokta. Yapılan çalışmalar tedaviye devamlılığın iyileşme seyrini olumlu yönde etkilediğini gösteriyor. Bu önemli bir nokta. Kişinin tabii ki tedaviye devam etmesindeki o motivasyonu, istek ve kararlılığı tedavinin yönünü değiştiriyor. Burada başarıdan bahsederken kişinin sadece kullanmış olduğu maddeyi bırakması ya da yahut herhangi bir davranışı bırakması temel olarak başarı ölçütü değil. Aslında başarı olarak değerlendirdiğimiz kıstasta bu. Kişi, örnek veriyorum madde kullanıyorsa madde kullandığı çevreyi bırakması, bazen telefon numarasını değiştirmesi, arkadaş ilişkilerini yeniden düzenlemesi, riskli çevreden uzak kalması, boş zamanlarını yapılandırmaya başlaması, aile ilişkilerini düzenlemesi, en önemlisi bir problem yaşadığında buna uygun çözüm mekanizmaları geliştirmesi bu hususta çok önemli. Bunların sağlanmasıyla birlikte kişinin yaşama ve topluma adaptasyonu artıyor ve bu da iyileşme seyrini olumlu etkiliyor aslında” şeklinde konuştu.

“Bağımlılık en az birey kadar aileyi etkileyen de bir hastalık”

Bağımlılığın yalnızca bireyi değil aileyi de etkileyen bir hastalık olduğunu ifade eden Turan, “Bir aile hastalığı. Bağımlılık en az birey kadar aileyi etkileyen de bir hastalık. Aileler ilk etapta öğrendiklerinde birçok duyguyu aynı anda yaşayabiliyorlar ve ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bu durumda açık ve anlaşılabilir bir dil kullanmak önemli. Aşağılamak, yargılamak, eleştirmek, sürekli öğüt vermek ve mantıksal çıkarımlarda bulunmak, ikna etmeye çalışmak ne yazık ki çok işlevsel değil. O yüzden öncelikle kişiyi anlamak, desteklemek, empatik bir dil kullanmak ve bunun irade problemi değil de bir beyin hastalığı olduğunu unutmamak çok önemli. Aileler bu süreci öğrendiklerinde mutlaka en uygun, en yakın bir kliniğe başvurmalı” dedi.

Türkiye’de YEDAM’a başvuran tütün bağımlısı 18 bin 129 kişi, alkol ve uyuşturucu madde bağımlısı 25 bin 859 kişi, kumar bağımlısı 13 bin 904 kişi, internet bağımlısı ise 2 bin 887 kişi olduğu öğrenildi.

Kaynak: iha