Erasmus+ Programı Yetişkin Eğitiminde İş Birliği Ortaklıkları (KA210-ADU) kapsamında yürütülen “ECOPRINT in Nature" projesi çerçevesinde gerçekleştirilen seminerde konuşan Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Tor, iklim değişikliğinin 2050 yılına kadar dünya çapında 250 milyon insanın yerinden olmasına sebep olabileceğini söyledi.
Erasmus+ Programı Yetişkin Eğitiminde İş Birliği Ortaklıkları (KA210-ADU) çerçevesinde Avrupa Birliği Başkanlığı ve Türkiye Ulusal Ajansı tarafından desteklenen Kastamonu Üniversitesi koordinatörlüğünde yürütülen "ECOPRINT in Nature" projesi uluslararası çevrimiçi seminer serileri ile başladı. Uluslararası seminer serisinin ikincisi 40 kişilik bir katılım ile gerçekleştirildi. Bu faaliyette özellikle sürdürebilir ürünler, doğal renk pigmentleri, tekstil atıklarının değerlendirilmesi ve sanat anlamında ekolojik ürünler hakkında bilgilendirme yapıldı.
Proje paydaşlarından Youth on Board’un temsilcisi Kiril Jordanov’nun açılış konuşmasını yaptığı seminer, Prof. Emilia Janeczko moderatörlüğünde Kastamonu Üniversitesi ve Goce Delcev tip Üniversitesi’nden davetlilerin yaptığı konuşmalar ile devam etti.
Proje yürütücüsü Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyes Doç. Dr. Önder Tor, ‘Bitki Esaslı Sürdürülebilir Malzemeler’, Dr. Öğretim Üyesi Senem Yetgin ‘Doğal Renk Pigmentleri’, Prof. Dr. Sanja Risteski ‘Modada Gelecek Döngüseldir-Tekstil Atıklarına Son Verelim’ ve Doç. Dr. Firdevs Müjde Gökbel Yavuzoğlu ‘Sanat Bağlamında Ekolojik Ürünler’ hakkında sunumlarını gerçekleştirdi.
Doç. Dr. Önder Tor’dan küresel sorunlara çözüm önerileri
Seminerin ilk konuşmacısı Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Tor, sunumunda sürdürülebilir malzemelerin iklim değişikliği, kaynakların fazla tüketimi ve özellikle kirlilik gibi küresel zorlukların aşılması noktasında nasıl yardımcı olabileceği konusunda bilgiler verdi. Yapılan çalışmalara göre dünya çapında her yıl 1,3 milyar ton gıda israf edildiğinden ve sadece dörtte birinin dünya çapında açlık çeken 795 milyon yetersiz beslenen insanı doyurabileceğinden, genel atıkların yüzde 75’inden fazlasının geri dönüştürülebilir olduğundan, ancak yalnızca yüzde 30’unun geri dönüştürüldüğünden 1950’lerden bu yana tahminen 8.3 milyar ton plastik üretildiğinden ve bu plastiklerin yalnızca yüzde 9’unun geri dönüştürüldüğünden bahsetti. Ayrıca Tor, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR)’nin, iklim değişikliğinin 2050 yılına kadar dünya çapında 250 milyon insanın yerinden olmasına neden olabileceği konusundaki uyarısına da dikkat çekti.
Doç. Dr. Tor, sunumunun devamında pamuk, kenevir ve bambu gibi bitki türlerini bitki esaslı sürdürülebilir malzemelere örnek göstererek daha az su tüketen, daha fazla CO2 emen, biyobozunur olan, karbon ayak izini azaltan ve besin açısından zengin gübrelere dönüştürülebilen ve bu sayede toprağı da zenginleştirebilen bitkilerin etkin, ekonomik ve verimli kullanılması gerektiğini belirtti.
Seminerin ikinci sunumunda Dr. Öğretim Üyesi Yetgin, rengin, yaşamın her alanında estetik bakış açısının kaynağı olduğundan ve bu kaynağın tekstil, moda, boya, resim, baskı dekorasyon vb. alanlarda çokça kullanıldığından bahsetti. Rengin temelinde dört kaynağın bulunduğu ve bu kaynakların kiminde pigment kiminde boya şeklinde karşımıza çıkan rengin ve uygulamasının sürdürülebilirlik temelinde işler duruma getirilebilmesi günümüz şartlarında önemli olduğunu belirtti.
Dr. Yetgin, kimyasalların azaltılması ve bitki bazlı renklerin çıkarılması gibi işlemlerin ortadan kaldırılmasıyla hayata geçirilecek Ecoprint gibi uygulamalarda mordanlamada kullanılacak doğal mordanların mevsimsel değişimleri ile asitlik ve bazlık düzeylerinin belirlenmesinin önem arz ettiğine de dikkat çekti.
Dr. Sanja Risteski, tekstil atıkları ile ilgili yaptığı sunumunda özellikle atıkların, ekonomiyi, çevreyi ve genel yaşamı ciddi şekilde etkileyen küresel bir sorun olduğundan ve geleneksel ekonominin üzerinde çalıştığı modelin (al, yap, kullan ve at) döngüsel ekonomi modeliyle değiştirilmesi gerektiğinden bahsetti. Kuzey Makedonya’nın Shtip ilindeki toplam atıkların yüzde 40’ının tekstil atıklarından oluştuğunu ve bu atıkların, katma değeri yüksek olan yeni malzemelerin üretimi için ucuz bir hammadde kaynağı olarak büyük bir potansiyeli temsil ettiğini aktardı.
Doç. Dr. Müjde Gökbel Yavuzoğlu ise sanatsal üretimlerde doğa dostu yaklaşımların öneminden bahsederek arazi sanatına, çevre sanatına ve ekolojik sanata yönelik açıklamalar yaparak bu alanda yapılmış olan sanat eserlerine örnekler verdi. Yavuzoğlu, ekolojik sanatın daha samimi, küçük ölçekli çalışmalardan oluştuğu, buz, yağmur, yaprak, çiçek, dal vb. doğal malzemeler kullanılarak yapılan sanatlar belgelenerek çarpıcı fotoğraf veya kitaplar halinde topluma sunulduğunu vurguladı.
Seminerin kapanış konuşmasında Doç. Dr. Tor, Kuzey Makedonya’da yapılacak olan projenin ikinci aktivitesinde Kuzey Makedonya, Kastamonu ve Polonya’dan gelecek olan katılımcı, eğitmen ve temsilcilerle birlikte ECOPRINT uygulamalarını heyecanla beklediklerini belirtti.