YKS yerleştirme sonuçlarına göre herhangi bir üniversiteye kayıt hakkı kazanan adaylar için 23 Ağustos son gün. Üniversiteye yeni başlayacak adayları geçen sınav stresinin ardından yeni bir telaş bekliyor. Uzman Klinik Psikolog İlayda Sezen, üniversiteye adım atan gençlerin karşılaşacakları yeni zorluklar hakkında önemli noktalara değinerek tavsiyelerde bulundu. “Üniversite öğrencisi olmak; bireyselleşme ve sorumluluk alma süreçlerini içeren bireyin yaşamındaki önemli bir geçiş dönemidir” diyen Sezen, “Üniversite yeni bir ortam, yeni bir düzen, yeni bir yaşamın başlangıcı. Tıpkı hayatımızdaki her geçiş döneminde olduğu gibi, bu dönem de belirsizlik içerir. Belirsizlik ise kaygı hissetmemize neden olur” ifadelerini kullandı.

Binlerce üniversite adayının heyecanlı bekleyişi YKS sonuçlarının açıklanmasıyla son buldu. Yeni döneme ilk adımlarını atmak üzere olan öğrencilere yönelik tavsiyelerde bulunan Uzman Klinik Psikolog İlayda Sezen, “Üniversite yeni bir ortam, yeni bir düzen, yeni bir yaşamın başlangıcı. Tıpkı hayatımızdaki her geçiş döneminde olduğu gibi, bu dönem de belirsizlik içerir. Belirsizlik ise kaygı hissetmemize neden olur” diye konuştu.

“İki durumun getirdiği zorlanmalar yaşanıyor”

Bu dönemde temelde iki durumun getirdiği zorlanmaların yaşandığını söyleyen Sezen, “Eski insanlardan, ortamlardan ve durumlardan ayrılmak ve yeni insanlara, ortamlara ve durumlara alışmak. Her bireyin deneyimi kendine özgüdür ve bu değişen durumlarla başa çıkma yolları birbirinden farklıdır. Kimi daha hızlı uyum sağlarken, kiminin uyum sağlama süreci daha fazla zaman alabilir. Uyum sürecini etkileyen çeşitli faktörler bulunmaktadır. Bireyin kişilik özellikleri, yetiştirilme şekli, ebeveyni ile kurduğu ilişkinin dinamiği gibi. Örneğin; yaşadıkları şehirden farklı bir şehre giderek evinden ilk defa uzaklaşanlar, stres yönetiminde zorlananlar için uyum süreç daha zorlayıcı olabilir” dedi.

“Çocuğunuzun sorumluluk alma ve bireyselleşme sürecini destekleyin”

Üniversite öğrencilerini olduğu geçiş döneminin aile üyeleri için de bazı zorlukları beraberinde getirebileceğini belirten Sezen, “Üniversite dönemine kadar çocuğunuz, belki de sizin daha gözlemleyebileceğiniz bir çevrede yaşıyorken, bu dönemde kendine ait bir çevre oluşturacak ve gittikçe bağımsızlaşmaya başlayacak. Bu durum sizin içinde zorlayıcı olabilir. Örneğin; çocuğunuz başka bir şehre gidiyorsa bu süreçte siz de onunla hissettiğiniz duyguları paylaşın. Hatta bu duyguların yardımıyla onunla empati kurun, onu anlamaya çalıştığınızı gösterin ve çocuğunuzu bu deneyim konusunda cesaretlendirin. Çocuğunuzun sorumluluk alma ve bireyselleşme sürecini destekleyin” ifadelerini kullandı.

“Sormaktan, destek almaktan çekinmeyin”

Üniversite yaşamına uyum sağlamak için öğrencilere önerilerde bulunan Uzman Klinik Psikolog İlayda Sezen, “Bu süreçte hissettiğiniz duyguları ve kaynaklarını fark edin. Özellikle ilk günlerde kaygı, karamsarlık gibi duygular yaşanabilir. Bu geçici bir dönemdir. Zorlanıyor olmanız normal bir durumdur, sizin yetersiz olduğunuz ve bu durumla baş edemeyeceğiniz anlamına gelmez. Üniversitede uygulanan sisteme dair kuralları iyi anlamak önemli. Akademik ve idari personellerden ihtiyaç duyduğunuz konular hakkında gerekli bilgileri alabilirsiniz. Sormaktan, destek almaktan çekinmeyin” şeklinde konuştu.

Samsun’dan dünyaya uzanan başarı hikayesi: Nurten Öğretmen Samsun’dan dünyaya uzanan başarı hikayesi: Nurten Öğretmen

“Derslere devam konusunda istikrar gösterin”

Öğrencilere sosyal faaliyetlere katılmaları tavsiyesinde bulunan İstanbul Beykent Üniversitesi’nden Uzm. Klinik Psikolog İlayda Sezen, “Öğrenci kulüplerine katılmak, yeni insanlarla tanışmak, kampüs içinde ya da dışında gerçekleştirilen etkinliklere katılım sağlamak uyum sürecinizi hızlandırmakla birlikte üniversite yaşamının hem öğretici hem de keyifli yanlarını deneyimlemenize imkan sağlayacaktır. Derslere katılımda süreklilik sağlayın. Özellikle uyum sağlama sürecinde hissedilen zorlayıcı duygu ve durumlarla başa çıkma davranışı olarak okula gelmeme, derslere katılım sağlamama gibi durumlar yaşanabilmektedir. Derslere devam konusundaki istikrar göstermeniz önemlidir. Çünkü gelmediğiniz her gün, bir sonraki gün okula gelmemeyi daha da zorlaştırır” ifadelerini kullandı.

“Ani kararlar vermeyin”

Öğrencilere ani kararlar vermemesi konusunda uyaran Sezen, “Okulu bırakma, eve dönme gibi kararlarınızı çok hızlı bir şekilde vermeyin. Duygusal olarak yoğun hissettiğimiz dönemlerde bizim için önemli kararları hızlı bir şekilde vermeyelim. Geçici olabilecek duygu ve düşüncelerin etkisiyle büyük kararlar almayalım. Kararlarımız üzerine düşünmek, birilerine danışmak daha sağlıklı kararlar almamızı sağlayacaktır. Bir rutin oluşturun: Günlerinizi planlayın. Zaman yönetiminizi iyi yapın. Kampüs içinde ya da dışında yapabileceklerinizi keşfedin. Bedensel sağlığınıza özen gösterin. Beden sağlığı ve ruh sağlığı ayrılmaz bir bütündür. Düzenli beslenmeye ve uyumaya özen gösterin. Eğer bu süreçte yaşadığınız duygu ve durumlarla başa çıkmakta zorlanıyorsanız bu konuda yalnız hissetmeyin. Üniversitenizin psikolojik danışmanlık birimlerine başvurarak mutlaka uzman desteği alın” dedi.

Kaynak: iha