Yozgat Belediyesi ile Yozgat İl Müftülüğü işbirliğinde düzenlenen Çarşamba Söyleşileri’nde ‘sabır’ konusu ele alındı.

Yozgat İl Müftü Yardımcısı Aybala Tuğba Uzuner, sabrın gayesinin, beklenmedik olaylar, içine düşülen güçlükler karşısında tedirgin olmamak, tahammül göstermek, paniğe kapılıp uygunsuz bir harekette bulunmamak olduğuna değindi.

Dünya ve ahiret işlerinde sabrın teneffüs edilen hava gibi olduğuna vurgu yapan Uzuner, “İnsanın ne kadar ilmi ve derinliği olursa olsun, mümince yaşaması ancak sabırla mümkündür. Sabır, nefsi telaştan, dili şikayetten, uzuvları çirkin davranışlardan koruma; nimet haliyle mihnet hali arasında fark gözetmeyip her iki durumda sükuneti muhafaza etme ve Allah’tan başkasına halini arz etmeme durumdur” dedi.

İl Müftü Yardımcısı Uzuner, Sabrın belayı nimete dönüştürdüğünü vurgulayarak, nimetin sabırla şükre dönüşeceğine değindi.  

Yozgat’ta pikniğe giden 3 kişi mahsur kaldı Yozgat’ta pikniğe giden 3 kişi mahsur kaldı

İl Müftü Yardımcısı Uzuner, “Sabır nurdur. Kişiyi karanlıklar içerisinde aydınlatır. Sabır göz aydınlığıdır. Sabır hayatı hayat yapar. Belaları savar, zorlukların üstesinden gelinir. Kalbin içinde bulunduğu hüznü hafifletir. Yaratanı unutturmaz. Sabır hayrı hatırlatır. Alemle bakış değişir sabırla. Ferahlık gelir sabırla. Sükunet iner sabırla. Bunalımlardan kurtuluş sebebidir sabır. Sabrın sonu selamettir. Selamet yurdu ise cennettir. Sabır cennete götürür. Sabır kişiyi Rabbine götürür. Sabır dünya ve ahiret huzuruna, mutluluğuna götürür.

Her güçlükle beraber bir kolaylık var ise o zaman güçlük başımıza geldiği zaman feryat figan etmeden sabır göstermek gerekir. Çünkü sabır gelen sıkıntı karşısında katlanmak değildir, gelen sıkıntıya göğüs germektir. Sabır gösterilmeyip de kişinin kendisini perişan etmesi ve daha sonra “başa gelene katlanacağım, bana sabır etmekten başka bir şey düşmez” doğru olmayacaktır. Sabır sıkıntının geldiği anda ona göğüs germekle gösterilir. Sabır gösterilecek ise, işte tam bu noktada –yani zorluk geldiği anda- gösterilmelidir. 

Sabır hayatımızın vazgeçilmezleri arasındadır. Sabır ahlakımızın olgunlaşması için gerekli olan prensiplerdendir. Sözlükte “dayanma, dayanıklılık” gibi anlamlara gelen sabır, ahlâkî bir kavram olarak, başa gelen musibetlerden dolayı Allah’tan başka kimseye şikayetçi olmamak, yakınmamak, sızlanmamak; nefse ağır gelen ve hoşa gitmeyen şeyler karşısında dünya ve âhiret yararını düşünerek, ruhi dengeyi bozmamak için insanın kalbinde bulunmakta olan sükûnet ve dayanma gücü demektir. İnanan insanların başına bela ve musibet gelmesi onlar için bir imtihan vesilesi, hatalarının affedilmesine bir sebep, sabır gösterilebilirse dünya ve ahiret hayatında mutluluğa ulaşılmada bir fırsattır. Bu sebeple mümin başına gelenlere şer gözüyle bakmamalıdır. Çünkü gaybı bilen Allah’tır. Başımıza gelenlerin bizim için hayır mı? şer mi? olduğunu ancak Allah bilmektedir. Bu sebeple hangi durum olursa olsun inanan bir gönül için fırsattır. Feryatlarla, ağıtlarla gelen sıkıntıyı karşılamak yerine sabır göstermek, Allah’tan gelenin hoş olduğunu kabul etmek zorda olsa en doğru davranış şeklidir.  Yüce Rabbim bu günlerde yapmış olduğumuz ibadetlerimizi kabul eylesin. Günahlarımızı affeylesin. Sabırla geçen bir hayatın sonunda selamete, cennet yurduna ulaşmayı bizlere nasip etsin” diye konuştu. Haber Merkezi

Editör: Haber Merkezi