Yozgat'ın yeni nesil haber sitesi Yozgat Medya Köşe Yazarı Akif Reçber yazısında; "Ey İslam’ın kızı, Kendine gel!" diye yazdı...
Ey İslam’ın kızı, Kendine gel!
Bu İslam’ın Fatıma'sı vardı. Hani daha ölmeden önce tabutunun şeklini düşünüp "Beni geceleyin gömünüz!" Diyen iffet timsali. Aişe anası vardı, Peygamber zevcesi olduğu halde, kendisine "o" gözle bakılmayacağını bildiği halde sadece tek gözü gözükecek şekilde örtünüp, perde arkasından konuşan. Bizim Ensar hanımlarımız vardı. Uhud şehitleri arasında yüzü örtülü oğlunu ararken "Oğlumu kaybettim diye hayâmı da mı kaybedeyim?" Diyen. Bu İslam'ın muhacir kadınları vardı. Çöl sıcağında, örtüsü olmadığı için kalın yün kumaşları başına örten.
Enkazın altından çıkarılırken bile, tırnağı dahi gözükmeyecek şekilde örtünen Suriyeli bacılarımız vardı. "Evimiz bombalanır da, betonlar arasından çıkarken mahremler bizi görür diye cilbablarımızla uyuyoruz." diyen Filistinli kadınlar gördü bu İslam. Örtüsünü tanklara çiğnetmeyen ne kadın yiğitler gördü! Ah, senin o tesettür diye inandığın şeyi, Aişe validemizin yanında giyecektin. Ah sen onunla Fatıma anamızın yanında oturacaktın. "Sen Müslüman mısın?" Diye soracaktı sana! Nureddin Yıldız hoca diyor ya, "Senin o giydiğini Ebu Cehil ‘in karısı bile giymedi!" diye.
Ey bu devrin gerçek Asiye'leri, Hazreti Aişe validemize benzemek için yarışan kadınları, buna sesiniz çıkmayacak mı? Susacak mısınız? Eğer elinizden hiçbir şey gelmiyorsa bile, bir fecr vakti, ellerinizi semaya açıp, onları Allah'a şikâyet edin! "Ya Rabbi, bunlar benim tesettürümle, senin ayetinle dalga geçiyorlar!" deyin. Bu modanın kurbanlarından olmamak için, Rabbül Âlemi’nden yardım isteyin. Ey İslam’ın kızı, kendine gel! (Rabia Çetin’den Alıntı)