Yozgat'ın yeni nesil haber sitesi Yozgat Medya Köşe Yazarı Mihriban Çetinel yazısında; "23 Nisan İradesi" diye yazdı...
23 Nisan İradesi!
23 Nisan neşeyle doluyor insan,
doluyor mu gerçekten ?
Biraz irdeleyelim…
Önce, 23 Nisan ne demek? Bu tarih neden önemli? Onu anlatalım.
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği tarihtir.
Peki ülkemizde egemenlik kime aittir?
Elbette “Egemenlik, kayıtsız, şartsız milletindir." ve anayasamız “millet egemenliği” ilkesini kabul etmektedir.
Egemenlik, "bir toprak parçası ya da mekân üzerindeki kural koyma gücü ve hukuk belirleme kudreti"dir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türk çocuklarına armağan ettiği “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” ilk defa 1921'de Milli Bayram olarak kutlanmaya başlanmıştır.Toplumlarda hürriyetin, eşitliiğin, adaletin sağlanması ancak ve ancak millî egemenliğin korunmasına bağlıdır.
Bunlar teorik bilgiler sadece.
Peki biz ne kadar egemen olabildik, hukuk hangi konuda biz çocukların üstünlüğünü korudu, milli irademize ne derece baskı yapıldı? Ona bakalım.
Bizim çocukluğumuzla başlayalım irdelemeye. Benim çocukluğumun ve 1980-1990 yılları arasında çocuk olanların 23 Nisan’larına ve çocukluklarına dair hatırladıkları tek yargı sadece “örselenmek” olabilir!
Sınıfta dayatma bir eğitim,
kitap yoksunluğu, öğretmenlerin yetersizliği, önlüğü olmadığı için okulda iradesi ve özgüveni yerle bir olan çocuklar, imkanı olmadığı için utanç içinde Okul Müdürü'nden kaçan mahcup aileler, çocuk eğitimi ve çocuk psikolojisinden habersiz eğitimciler. Ve tüm bunlara sessiz kalan duyarsız bir yönetim anlayışı! Sesini çıkaranlara, biraz sorgulayanlara da ceza!
“Hiç unutmuyorum kara tahta cezalarını! Cesareti kırılan arkadaşlarımı!Aileden işitilen azarları”!
Armağan edilen bir bayram vardı ama gerçekler kara gün olarak yazıldı zihinlerimize.
Biz çocuklara, yarının geleceği olan bizlere ne kadar yatırım yaptılar, çocuk yasalarını anlattılar mı okullarda, şiddet karşısında kendimizi korumayı biliyor muyduk yoksa şiddete mi maruz kalıyorduk? 23 Nisan’da kendimizi özel hissettirdiler mi, hiç bizim fikrimizi soran oldu mu, yaşadığımız toprak üzerinde gerçekten özgür müydük, nasıl bir gelecek istiyorduk, nasıl bir Türkiye bekliyorduk, hayallerimizi hiç sordular mı mesela?
Sormadılar! İrademizi çaldılar!
“İrade” bir çocuğun çocukken sahip olabileceği en önemli kazanımdır. İstediğini, dilediğini, düşündüğünü özgürce ifade etmesi iradenin ta kendisidir! Hayattaki tüm başarıların arkasında sağlam bir irade vardır. Bugünkü toplumda bu iradeyi net olarak görüyoruz. Başarılı gençlerin, kadın siyasetçilerin, özgürleşmiş ve istediğini rahatça ifade eden özgür bir toplumun en önemli unsuru; milli iradeyi esas alan “seçme seçilme hakkı” tanıyan bir anlayışın olmasıdır.
Evet şimdi çocuk değiliz, eski Türkiye’ye baktığımızda büyük resmi görüyoruz.
Bugün ülkemizde tüm toplumsal faaliyetler çocuk temalı. Çocuğu anlamaya, topluma kazandırmaya yönelik sayısız yasa ve hizmetler sunuluyor.
Çocuk demek toplum demektir, geleceğe yatırım çocuğa yatırımdır. 23 Nisan çocuklar için sadece görsel bir şölen olmaktan çıkıp hayatlarını ve haklarını koruma altına almaktır.
Asıl 23 Nisan budur!
Hiç endişeniz olmasın gençler, çocuklar!
Siz bu topraklar için değerlisiniz ve sizin değerinizi bilen bir yönetime sahipsiniz.
Gururla yolunuzda ilerlemekten, doğru bildiklerinizi konuşmaktan şaşmayın!
Egemenliğinize!
Milli iradeye!
Ülkenize sahip çıkmanız arzusuyla gününüz kutlu olsun.
Geleceğimiz sizlere emanet.