Yozgat'ın yeni nesil haber sitesi Yozgat Medya Köşe Yazarı Diyetisyen Beyzanur Şimşek yazısında; "Çağımızın sorunu obezite" diye yazdı...
ÇAĞIMIZIN SORUNU OBEZİTE
Obezite yağ dokusunun kas dokusundan fazla olup, vücut kütlesinin boya göre yüksek olma halidir.
Birçok hastalığın alt nedeni olduğu gibi küresel boyutta da önemli bir sağlık problemidir. 2008 yılında fazla kilolu birey sayısı 1.4 milyar iken 2015 verilerinde 2.4 milyar insan fazla kilolu olduğu tespit edilmiştir.
Türkiye’ de ise her 3 kişiden 1 i obez bireydir.
Obez olup olmadığınızı anlamanın küçük bir formülü vardır; Beden kütle indeksi (BKİ): Kilonuzu (kg cinsinden) boyunuzun (metre cinsinden) karesine bölüp hangi aralıkta olduğunuzu saptayabilirsiniz.
BMI aralığı (kg/m 2 ) |
Açıklama |
< 18.5 |
Zayıf |
18,5–24,9 |
Normal kilo |
25–29,9 |
Kilolu |
30–34,9 |
Obezite sınıfı I (obez) |
35–39,9 |
Obezite sınıfı II (ciddi obez) |
> 40 |
Obezite sınıf III (morbid obez) |
> 50 |
Obezite sınıf III (süper obez) |
Örneğin 70 kg erkek 175 boyunda 70:1.75x1.75 = 22,87..yaklaşık 23 çıkacaktır. Tabloya göre normal aralıktadır.
Tabi ki bu sonuç yağın dağılımını bize göstermez. Karın bölgesinde yağlanmanın yüksek oluşu birçok hastalığın en büyük faktörüdür. Dünya Sağlık Örgütüne göre bel çevresi kadınlarda 80 cm erkeklerde 94 cm i geçmemelidir.
Peki neden OBEZ oluyoruz?
Bunun birçok faktörü olabilir. Genetik, çevresel, kültürel, biyolojik, davranışsal olabilir.
Obezite birçok sağlık sorununa yol açıyor demiştik. Özellikle 25 yaşından sonraki ağırlık artışı kalp damar hastalıkları riski üzerinde en büyük etkiyi göstermektedir. Obez bireylerde hipertansiyon görülme oranı zayıf bireylerde görülme oranından oldukça yüksektir. Obez bireylerin kanlarında ürik asit miktarları artmakta ve buna bağlı olarak gut hastalığına bir yatkınlık oluşmaktadır. Obezitenin, meme, endometriyum, mide ve kolon gibi çeşitli tipte kanser gelişimi ile ilişkili olduğu da gözlemlenmiştir. Sık sık kilo alıp vermek safranızda taşa sebep olabilir. Karın bölgesinde yağ artışı karaciğerde yağlanmaya hepatit ya da siroza kadar götüredebilir.
Obezite’ nin Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Diyet Tedavisi, davranış değişikliği tedavisi, fiziksel aktivitenin artırılması, ilaç tedavisi, cerrahi girişimlerdir.
Sağlıklı kilo vermek için ideal kilo kaybı haftada 0.5-1 kg olmalıdır. Düşük enerjili beslenme programları ile hızlı kilo kayıpları mümkündür ancak çok zararı ve geri kilo artışları yaşanabilir.
Ve en önemlisi hızlı kilo kaybı, kas kaybına sebep olabilir. Bu durum organ hasarına kadar götürebilir.
Önemli olan kilo kaybetmekten çok kaybedilen kiloların korunmasıdır. Sağlıklı beslenme aç kalmadan doyarak sağlıklı kilo kaybı ile verilen kilonun tekrar alınmasını engellemektir.
Bir kişinin alması gerektiği kadar karbonhidrat, protein ve yağ makro besin grupları ve yeteri kadar vitamin – mineral alıp mikro besin grupları diyetine eklenmelidir.
Karbonhidrat vücut için en ekonomik ve en hızlı enerji kaynağıdır. Acil durumlarda kan şekerini düzenler ve enerji gereksinmesini karşılar. Sindirim sonrası karbonhidratlar vücutta basit şekerlere, örneğin glikoza parçalanır. Kanda normal glukoz (şeker) değeri 70-100 mg/100 mL dir. Bu değerin altına düşmesi veya yükselmesi sağlık sorunu yaratır. Türkiye beslenme rehberi (TÜBER) ne göre kişinin alması gereken, diyet enerjisinin %45-60’ının karbonhidratlardan gelmesi önerilir.
Yağlar enerji kaynağıdır ve yağda çözünen vitaminleri sağlar, hücre ve bazı hormon yapıları için elzemdir. Günlük diyet enerjisinin %20-35’inin yağlardan gelmesi ve trans yağ asidi alımının ise enerjinin %1’inden az olması önerilmektedir. Cips, fastfood yerlerde satılan kızartmalar gibi trans yağ oranı çok yüksek gıdalardan hem obezite hem kanser açısından tüketmemekte fayda vardır.
Proteinler vücudun büyüme ve gelişmesi, hücre yenilenmesi, bağışıklık sistemi, bazı hormonlar ve enzimler için elzemdir. Günlük diyette enerjinin %10-20’sinin proteinlerden gelmesi önerilir.
Vitamin ve mineraller elzem ögeler olup, makro besin ögelerinin vücut için gerekli işlevleri yapabilmeleri için yardımcıdır. Vücuda alınan makro ve mikro besin ögeleri arasındaki denge önem taşır.
Bir öğünde sağlıklı beslenmek için yukarıdaki tabak modelinden faydalanabiliriz. Tabağımızı 5 e bölüp her makro besinden alacak şekilde ayarlayabiliriz
Örneğin tabağımızın bir parçasında küçük bir et ya da kurubaklagil ile protein, bol yeşillikli salata ile vitamin/mineral, bir dilim ekmek ya da pilav/makarna ile sağlıklı karbonhidrat, sonrasında tüketmek üzere bir porsiyon meyve ile dengeleyebiliriz.
Ve tabi ki bol su tüketimini ihmal etmeyelim.
Vücuttaki suyun dengesinin yaşamsal önemi vardır, günlük gereksinim 35 mL x vücut ağırlığı (kg) eşitliği ile basitçe hesaplanır. İdrar renginin koyulaşması, su ihtiyacının karşılamadığını göstergesidir.
Örneğin 70 kg bir birey içim 70x35 = 2450 ml yaklaşık 2.5 lt su tüketimi olması gerekmekle birlikte yaşa ya da hamilelik veya emzirme dönemine göre gereksinim değişmektedir.
Sağlıklı beslenip, mutlu yaşamayı ihmal etmeyelim.